Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

MÜKEMMELİYETÇİLİK BOYUTLARI – Psikolektif Dergisi – Sayı – 3

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Mükemmeliyetçi kişi, kusursuza ulaşmak için çabalayan, başarısını gerçekçi olmayacak derecede yüksek standartlara bağlayan ve olası bir başarısızlıkla ilgili çok fazla kaygılanan kişi olarak tanımlanır (Hewitt & Flett, 1991; Stoeber & Otto, 2006). Bu tanım her ne kadar mükemmeliyetçilik kavramını olumsuz bir kişilik özelliğiymiş gibi gösterse de ilgili literatür incelendiğinde pek çok farklı yaklaşım ve sınıflandırma ile karşılaşmak mümkündür (Ashby, Rice & Martin, 2006; Dunkley, Blankstein & Berg, 2012; Hewitt & Flett, 1991; Parker, 1997; Stoeber & Otto, 2006). 

Hamachek (1978), mükemmeliyetçiliği normal ve nevrotik olarak ikiye ayırır, normal mükemmeliyetçiler zor olan bir şeyi başarmaktan büyük haz duyarken nevrotik mükemmeliyetçilerin bu hazzı hiç tadamadığını çünkü gösterdikleri çabadan hiç tatmin olamadıklarını belirtir; Hamachek normal mükemmeliyetçiliği kişinin başarı motivasyonunu artıran ve kendini gerçekleştirmesinde etkili olan bir etmen olarak değerlendirir ancak nevrotik boyutta kişinin kendisini çok fazla strese maruz bıraktığını iddia eder (Akt. Parker, 1997). 

Hewitt ve Flett (1991), bu kavramı patolojik olan ve olmayan olarak incelemek yerine üç boyutlu bir yaklaşım öne sürmektedir: kendine odaklı, başkalarına odaklı ve sosyal içerikli mükemmeliyetçilik. Kendine odaklı mükemmeliyetçilikte kişi kendi standartlarını zorlarken başkalarına odaklı mükemmeliyetçilik diğerlerinin performanslarıyla ilgili yüksek beklentileri ve tatminsizliği içerir. Sosyal içerikli mükemmeliyetçilikte ise kişi kendisi için önemli olan başkalarının standart ve beklentilerini karşılamaya çalışır, bunu başaramadığında acımasızca eleştirileceğini düşünür ve üzerinde yoğun bir baskı hisseder. Görüldüğü gibi Hewitt ve Flett’in yaklaşımında mükemmeliyetçilik olumsuz bir kişilik özelliği olarak ele alınır ve sebeplerinin farklılığı irdelenir.

Bir diğer görüş ise mükemmeliyetçilik kavramını kişisel standartlar ve değerlendirici kaygılar olarak iki başlıkta incelemektedir (Dunkley ve ark., 2012). İlki kişinin kendine yüksek standartlar ve amaçlar belirlemesi sonucu ortaya çıkan duygusal yük ve strese rağmen dayanıklılık geliştirebilmesi olarak tanımlanırken ikincisi kişinin kendisini sürekli ve acımasız olarak eleştirmesi, başarılarıyla tatmin olamaması ve başkalarının eleştiri ya da onayları ile fazlaca meşgul olması şeklinde belirtilmiştir. 

Stoeber ve Otto (2006) bütün sınıflandırmaları bir çatıda toplayan ikili bir üst boyut öne sürmüşlerdir: mükemmeliyetçi uğraşlar ve mükemmeliyetçi kaygılar. Parker’ın (1997) üçlü mükemmeliyetçilik modeline baktığımızda ise uyumlu ve uyumsuz mükemmeliyetçiler ve mükemmeliyetçi olmayanlar sınıflandırması görülür. Uyumlu olanlar daha fazla mükemmeliyetçi çaba gösteren ama değerlendirilme kaygısı daha az olan kişiler olarak tanımlanırken uyumsuz olanlar hem daha fazla uğraş hem de aşırı kaygı gösteren kişilere işaret eder. Mükemmeliyetçi olmayanlar ise kusursuzluğa dair çaba göstermeyenler olarak tanımlanır (Fye, Gnilka & McLaulin, 2018). 

Görüldüğü gibi pek çok araştırmacı bu konu üzerine çalışmış ve farklı sınıflandırmalar öne sürmüştür. Kimisi olumlu ve olumsuz gibi iki karşıt sınıflandırma yapmayı tercih ederken kimi de yalnızca olumsuz boyutta ele almıştır. Tüm bu bilgiler ışığında işlevsel bir mükemmeliyetçilikten söz edebilmek için gerekenler kişinin kendi standartlarını, gerçekçi bir biçimde kendisinin belirlemesi, hata yapmaktan kaçınmaması ve yaptığı hatalarla barışık olabilmesi, öz değerini başarı ya da başarısızlık üzerine kurmamış olması ve eleştiriye açık olabilmesi şeklinde sıralanabilir. Aksi takdirde, bahsi geçen mükemmeliyetçilik uyumsuz bir özellik olarak gelişip kişinin patolojik sıkıntılardan muzdarip olmasına sebep olur (Flett, Greene & Hewitt, 2004; Limburg, Watson, Hagger & Egan, 2017).

Zehra Yeler

Psikolojik Danışman