SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

‘”Çocuk suçlarının niteliği ve niceliği her geçen yıl artmaktadır’’

Çocuk suçluluğu, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi boyutlarda kendini göstermektedir (Erciyas, 2020). Suç; yasanın cezalandırdığı hareket veya topluma zarar verdiği ya da tehlikeli olduğu yasa koyucu tarafından kabul edilen ve açık olarak tanımlanan eylemlerdir. Çocuk suçluluğu ise kanunen reşit sayılmayan yani 18 yaşını doldurmamış bireyin suç işlemesi olarak tanımlanabilir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de; “suçlu çocuk” yerine, “Suça Sürüklenen Çocuk” ifadesi kullanılmasına özen gösterilmektedir. Bu yaklaşım, “Her suça bulaşan çocuk, aynı zamanda mağdur çocuktur” anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğini göstermektedir (Çopur, Ulutaşdemir, ve Balsak, 2015).

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda çocuğun ceza ehliyeti konusunda, suçun gerçekleştiği tarihte bulunan yaş itibari ile 0-12, 12-15 ve 15-18 yaş grubu olmak üzere üç yaş grubu öngörülmüştür. Türkiye’de çocukların ceza sorumluluğunun başlangıcı ile ilgili olarak asgari yaş sınırı 12 olarak kabul edilmiştir. 12 yaşından küçük çocuklar ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsiz çocukların ceza sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmiştir (Erciyas, 2020).

Çocuk suçluluğunun incelenmesinde en önemli unsurlardan biri de çocukları suça iten nedenlerin tespit edilmesidir. Çocukları suça iten nedenler farklılık gösterebilmektedir ancak çoğunlukla aileden ve sosyal çevreden kaynaklıdır. Düşük gelirli ve düşük eğitim seviyesine sahip ailelerde yetişen çocuklar, göç eden ailelerin çocukları ve aile içi şiddete maruz kalan çocuklar sıklıkla suça yönelen çocuklar olmaktadır. Arkadaş grubunun suç işlemiş veya suça meyilli kişilerden oluşması da çocukların sapma davranışı göstermesinde etkili olmaktadır. Aynı şekilde çocuğun yaşadığı çevre de çocuk suçluluğuna neden olan önemli unsurlardandır (Konuk,2019).

  • Göç problemi, Türkiye’de suça sürüklenen çocuklar bakımından oldukça etkilidir. Göç, çocuk işçiliği ve sokak çocuğu sorunlarına yol açmaktadır. Sokak çocukları, her türlü fiziksel ve psikolojik şiddete açıktır. Bu nedenle sokak çocuklarının gerek darp edilmeleri gerek cinsel istismara uğramaları ve gerek bir tehdit unsuru olarak kabul edilerek ötekileştirilmeleri sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Ayrıca sokak çocukları, çetelerin tesiri altında kalmaya da müsaittir. Nitekim ya ailesi olmayan ya da ailesinden yeterince ilgi görmeyen çocuklar, ait olma isteğiyle, çetelere dahil olabilmektedir (Konuk,2019).
  • Çocukların suç davranışına yönelmesine neden olan faktörler arasında sahip olduğu aile yapısında bozulmalar olması ve boşanma problemleri de yer almaktadır. Anne babası boşanmış çocukların suça yönelme oranlarının annesi babası boşanmamış çocuklara göre daha fazla olduğu bulgularla desteklenmiştir. Aile üyelerinin davranış ve eylemleri göz önünde bulundurulduğunda ise madde, alkol kullanımı ve suç olarak kabul edilen davranışları gerçekleştirmesi çocuğun suç davranışına yönelmesi açısından başta gelen etkenlerdir (Erciyas, 2020).
  • XVII. yüzyılda Victor Hugo: “Bir okulun yapılması bir hapishanenin kapanması demektir” sözüyle eğitim ve suçluluk arasında bulunan yakın bir bağlantıdan söz etmiştir. Suç davranışında bulunan çocukların çoğunun okul imkânlarından yararlanamadıklarını ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda suça yönelen çocukların okul hayatlarında başarısız oldukları, okula devam etme problemi yaşadıkları, küçük yaşlarda okulla birlikte çalışma yaşamında yer aldıkları, okulda etiketlenmeleri nedeniyle okuldan kaçtıkları gibi durumlar görülmektedir (Erciyas, 2020).
  • Çocuğun arkadaş grubu ile olan ilişkilerinin özellikleri; suç davranışına yöneltme ve madde kullanımı dahil olmak üzere anti sosyal davranışların ortaya çıkması açısından çok önemli bir etken olduğu belirlenmiştir. Çocuğun arkadaş grubu problemli ve daha önce suç işlemiş kişilerden oluşuyorsa bir süre sonra suç davranışları çocuk içinde normalleşecek ve bu davranışlara yönelme ihtimali artacaktır (Erciyas, 2020).

Çocuk suçluluğu olduğunda üzerinde durulması gereken nokta ise çocuğun suç davranışı gösterdiği andan itibaren tahliye sürecine kadar yetişkin bir kişiden farklı olduğu göz önünde bulundurularak yaklaşılmasıdır (Erciyas, 2020).

KAYNAKÇA

  1. Çopur, E., Ulutaşdemir, N. ve Balsak, H. (2015). Çocuk ve Suç. Hacettepe University Faculty of Health Sciences Journal, Uluslararası Katılımlı 3. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Kongre Kitabı.
  2. Erciyas, H.İ. (2020). Türkiye’de Çocuk Suçluların Topluma Kazandırılmasına Yönelik Yapılan Çalışmalar ve Alınan Önlemler (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Yozgat Bozok Üniversitesi, Yozgat.
  3. Konuk, G. (2019). Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Türkiye’de Çocuk Hakları ve Çocuk Suçluluğu (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Marmara Üniversitesi, İstanbul.

Büşra YILMAZ

Psikolojik Danışman