SÖY- SÖY- SÖY- LEMEK İSTEDİĞİM ŞEYLER

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

‘’ Çocukla birlikte vakit geçirilmeli, nasıl konuşursa konuşsun onun sizin için değerli olduğu hissettirilmelidir.’’

Kekemelik, konuşmanın akıcılığı ile ilgili bir iletişim bozukluğudur. Konuşmada uygun olmayan duraklamalar, tekrarlar ve ses, hece ve sözcüklerde uzatma gibi problemler görülür. Bazı durumlarda belli yüz ve vücut hareketleri, konuşma çabasıyla birlikte görülebilir (Yaşar, 2017).

Kekemelik, özellikle dil gelişiminin erken döneminde ortaya çıkar (2-6 yaş). Çocukluk hastalığı olarak bilinir. Nadiren de okul çağında ve yetişkinlikte görülebilir. Hastaların iyileşme verilere bakıldığında; yarıya yakınının kendiliğinden geçtiği, diğer yarısının ise kalıcı olduğu görülmüştür. Kısa süreli olarak birkaç hafta, birkaç ay süren ve geçirenler de vardır. Erkeklerde daha sık görülür. Bunun nedeni ise erkeklerin, kızlara göre daha yavaş olgunlaşması olarak belirtilir (Yaşar, 2017).

Kekemeliğin nedenleri konusunda oldukça farklı görüşler ortaya atılmıştır. Literatürde hakim olunan görüş ise tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmadığıdır. Kimi uzmanlar, kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele alırken kimi öğrenilmiş bir davranış, bir direnç belirtisi olarak tanımlamakta; kimi de çevresel nedenlerin kekemelikte önemli rol oynadığı görüşünü savunmaktadır (Yaşar, 2017).

Çeşitli nedenleri ise:

  • Aile içi sorunlar, kayıp ve ayrılık, ebeveyn tutumları,
  • Beyindeki konuşma merkezinden kaynaklanan problemler,
  • Anne ve babanın obsesif kompulsif (takıntı) kişilik yapılarının olması,
  • Ailenin sürekli baskı altında tutması,
  • Çocuklukta yaşanan çeşitli gerilim, korku ve kaygılar,
  • Kişinin çözümleyemediği ve bilinçaltına attığı ruhsal çatışma, korku ve istekler sonucunda oluşan nevrozların dışa vurumu vb.dir (Gül, 2017).

Kekemelik genellikle iki tür olarak karşımıza çıkar. Birincisi, 2-6 yaş arası okul öncesi çocuklarda, konuşmanın başladığı dönemde ortaya çıkar. Çocuğun konuşmasındaki tutulma, duraksama veya tekrarlama dinleyenler tarafından fark edilir fakat çocuk bunun farkında değildir. Sebebi ise bu yaşta çocuklardaki düşünme hızının konuşma hızını geçmesidir. Çocukların kelime dağarcığı az olduğundan konuşmalarında ‘’ımmm, şey, eee’’ gibi sesleri sıklıkla kullanırlar. Bu dönemde görülen kekemelik geçicidir. Anne baba, çocuğun bu tür konuşmalarına müdahale etmemeli ve çocuğun düzgün konuşması için üzerinde baskı kurmamalıdır. İkinci türü, çocuğun konuşmasındaki tutulma, duraksama ve tekrarlamalardan başka birtakım el, kol ve vücut hareketlerinde meydana gelen durumlardır. Burada çocuğun ne söylediğine dikkat edilir. Konuşma anında dudakların gerilmesi ya da çarpılması, burun deliklerinin büyümesi, alt çenenin normalden farklı hareketleri, kol ve ellerin gerilmesi, ayakların tepinmesi gibi bedensel hareketler görülür (Yaşar, 2017).

Kekemelik dönemsel olarak dört dönemde incelenebilir:

  1. Okul öncesi dönem: Genellikle heyecan ya da üzüntü ile kekemelik artar. Bu dönemde, kekemeliğin düzelme olasılığı en fazladır.
  2. İlkokul dönemi: Kekemelik süreğenleşmiştir. Eğer konuşma çok bozulmuşsa çocuğun okul hayatına ve başarısına olumsuz etkileri görülür.
  3. Erken ergenlik dönemi: Özellikle sınıfta veya toplum içinde konuşurken kekemelik artar.
  4. Geç ergenlik dönemi: Yabancı ve heyecan yaratacak ortamlardan kaçma artar. Okula olan olumsuz etkisi devam eder (Gül, 2017).

Genel olarak ise kekemelik, ruhsal gerginliğin arttığı durumlarda artar. Telefonda, kalabalığa karşı ve otorite figürlerine karşı konuşma, adı sorulduğunda cevap verme, zaman baskısı altında olma, beklenmedik bir durumla karşılaşma, yeni insanlarla tanışma, yeni bir şey söylemek durumunda kalma gibi olaylar kekemeliğin arttığı durumlardır. Ağır kekemelik durumlarına çeşitli tikler de eklenebilir (Gül, 2017). Çocuklarda görülen bu konuşma bozukluğu karşısında önemli olan anne babanın ve öğretmenin yaklaşımıdır. Gelecek ay bu yazının devamında, anne baba ve öğretmenlere yönelik öneriler ve kekemelikte tedavi yöntemleri ele alınacaktır.

Kaynakça

  1. Gül, (2017). Çocuklarda Görülen Psikolojik Sorunlar ve Tedavisi. İstanbul: Çıra Yayınları.
  2. Yaşar, (2017). Çocuklarda Davranış Problemleri ve Çözüm Yolları. Ankara: Hayat Yayıncılık.

 

Büşra Yılmaz

Psikolojik Danışman