Helikopter Ebeveynlik

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Küçük bir çocuk, annesini tanımlarken şunu söylemiş “Annem, tıpkı bir helikopter gibi sürekli başımın etrafında dönmekte”…

Helikopter Ebeveyn” kavramı dünyaca ünlü Psikoterapist Haim Ginott’un literatüre kazandırdığı bir kavram olarak karşımıza çıkar. Annesini sürekli başının üzerinde dönen bir helikoptere benzeten küçük bir çocuğun bu tanımı kavramın adını belirlemiştir.

Anne ve babalar abartılı bir ebeveyn sorumluluğu içinde anlamsız bir enerji tüketmektedirler. “Helikopter ebeveyn” kavramının 60’lı yılların sonunda ortaya atıldığı bilinmektedir. Bu çocuk yetiştirme tutumunun çocuk üzerinde yararlı olmayan bazı durumlar yarattığı yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir. Haim Ginott’un yazmış olduğu kitap, ebeveyn ve çocuk iletişimi alanında yazılmış en iyi eser olarak kabul edilmektedir. Ginott’un kitabında özet olarak çocukların davranışlarına değil, duygularına karşılık verebilme özelliğinin kazanılması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
“Tıpkı cerrahlar gibi anne-babaların da çocukların gündelik istekleriyle başa çıkmaları için özel beceriler öğrenmeleri gerekir. Neşter vururken dikkatli olan bir cerrah gibi ebeveynlerin de kelimeleri kullanma becerisine sahip olmaları gerekir. Çünkü kelimeler bıçak gibidir. Kelimeler fiziksel olmasa da duygusal yaralara yol açabilirler.

“Helikopter ebeveyn”

Adından da anlaşılacağı gibi Helikopter Ebeveynlik çağımızın büyük bir sorunudur. Yaşam şartları, eğitim politikaları, sınav sistemleri ve gelecek kaygısı gibi faktörler; çocukları için aşırı derecede endişe eden kontrolcü, mükemmeliyetçi ve müdahaleci aile bireylerinin ortaya çıkması ile neticelenebilmektedir. İlgili ebeveyn olmakla karıştırılan; yetişkin oldukları zaman karşılaşacakları hiçbir durumda ne yapacağını bilmeyen, sorumluluk alamayacak, düşe kalka hayatı öğrenmemiş olduğundan ve daima arkasının kollanmasına alışmış olduğundan dolayı karşılaştığı zorluklarda kolaylıkla depresyona girebilecek insan yetiştirememe rehberidir.

Helikopter Ebeveyni Nasıl Tanırız?

– Çocuklarının üzerinden ayrıl(a)mazlar. Okulda, parkta, arkadaşlarıyla vakit geçirirken vb. tüm anlarda her zaman yanlarında olurlar.
-Helikopter ebeveynler çocuklarının yapabileceği sorumlulukları, kendisi gerçekleştirir. Ev ödevi, odasını toplama, çantasını hazırlama, kıyafetlerini giydirme, yedi yaşına gelseler bile onların ayakkabılarını giydirme ve hatta bağcıklarını bağlamak bile kendi işleriymiş gibi davranırlar.
-Çocuğu bağımsız bir birey olarak göremediğinden hep “biz” şeklinde cümle kurmaları: ‘Bizim çişimiz geldi, bizim dersimiz var, bizim dişimiz çıktı.’
-Çocuğu odak noktası haline getirmek. Odasına kamera koyup sürekli izleme, parkta bahçede izleme, 7/24 izleyebileceği bir okul seçme, sosyal ağlardan okulu takip etme, evde bunları çocukla birlikte tekrar izlemek.
-Sürekli kaygı halinde gezmek, mükemmel olma çabasına girerler. Gelecek kaygıları çok yüksektir, her etkinliğe ve popüler kursa katılmak zorunda hissederler. Bu katılımları sonucunda çocuklarının da iyi bir geleceği olacağı düşüncesi de bir tarafta beyinlerine yer eder. Her derste başarılı olmalı, her etkinliğe katılmalı, tiyatroda başrol olmalı, yaptığı resim panoda baş köşede olmalı, kendi geçmişinde ukde kalan ne varsa çocuğun ilgisinin olup olmamasına bakılmaksızın, ben yapamadım o yapsın güdüsüyle çocuğu kullanmasıdır.
-Aşırı kontrolcülerdir. Örneğin daha çok ders çalışılmanın başarı getirdiğine inandıysa çocuk dışarıda oyun oynamamalıdır. Her şey bir program üzerine kuruludur, rutinin dışında bir şey yapılırsa rahatsız olurlar. Çocuğun mutluluk dışında acı, üzüntü, can sıkıntısı farklı insani duyguları yaşamasını istemezler. Acı çekmemeleri için gerçekleri bile değiştirmeyi denerler, yok sayarlar hatta yalan söyleyebilirler.
-Çocuklarının kusursuz olduğunu düşünürler. Bir arkadaşıyla tartıştığında sorun arkadaşındadır ve müdahale ederler. Okulda bir sorun varsa kesin sorun öğretmenindedir diye düşünüp öğretmene yürürler. Bu davranış bozukluğunun sonuçları oldukça vahimdir.

İşte sonuçları:

-Daha fazla sağlık problemi yaşarlar. Ne zaman uyuyacakları, ne zaman yemek yiyecekleri, ne zaman kışlık kıyafete geçecekleri hep aileleri tarafından kontrol edildiği için, büyüyünce bunları kendi başlarına yapamaz hale gelirler.
-Her şeye hakları olduğunu düşünürler. Dünyanın merkezinde olduklarını düşünürler. Üstünlük hissinin, hayatta sürekli hayal kırıklığı ve acı çekme ile sonuçlandığı gerçeğini yaşarlar. Narsist bir insan olurlar.
-Sürekli duygusal sorunlar yaşarlar. Her daim mutlu olmaları için çabalandığından diğer durumlarda nasıl davranacaklarını bilemezler. Bu da depresyona yatkınlığa neden olur. Empati ve sempati yeteneği de gelişemez çünkü başka duyguları tanıyamadığı için, başkalarının ne düşündüğünü de bilemezler.
-İlaç ve madde bağımlılığına meyillilerdir. Çünkü üzülmeye, acı çekmeye ve can sıkıntısına alışık değiller. Bu durumlarda ilaç veya alkol gibi maddeleri bu duygularla yüzleşmemek için kullanırlar.
-Otokontrol becerileri yoktur. Bir işi başlayıp bitiremezler çünkü hep işleri ailesi tarafından organize edilmiş, planlanmıştır. Hep erteleme ve bir işe odaklanamama eğilimindedirler.

Helikopter Bir Ebeveyn Olmaktan Nasıl Kurtulabilirsiniz?

Duygularını yaşayamayan ve yönetemeyen çocuklarınızın olmasını istemiyorsanız, çocuklara gerçek hayatta ihtiyaç duyacakları becerileri öğretin ve bu becerileri kendi başlarına uygulamaları için onlara yeterli alanı ve özgürlüğü verin. daha az kontrolcü, yoğun programı hafifletilmiş, aşırı rekabetçi duygulardan uzak, spontane ve çocuğunuza sorumluluklar vererek daha sağlıklı bir yapıya kavuşmak mümkün.

G.İrem KUMRU

Okul Öncesi Öğretmeni