Çocuklar da yetişkinler gibi deprem felaketinden korkarlar. Ne var ki çocuklar depremi, biz yetişkinler gibi kontrolümüz dışında olan doğal bir olay olarak anlamakta güçlük çekerler. Okul öncesi dönemdeki çocuklar (2-5 yaş), depremin neden olduğu kayıplar ve yaşam şartlarında meydana gelen değişikliklerle başa çıkmada oldukça zorlanırlar. Çünkü yaşamda bu tür deneyimleri az olduğu için başa çıkma yetenekleri de tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle de anne-babanın, yakın arkadaşlarının ve öğretmenlerinin desteğine ihtiyaç duyarlar (Berument, Sayıl ve Uçanok, 1999).
-Depremden Korkuyorum!
Deprem öncesinde, çocuğun bu konuda bilgisi yoksa ve çocuk hangi durumda ne yapmalıdır bilmiyorsa depremin çocukta yarattığı etki daha kalıcı ve kaçınılmaz olabilir. Çocuklar depremin kendisinden korktukları kadar, bu olayın hayatlarında yol açacağı değişikliklerden, belirsizliklerden ve sorunlardan da korkarlar.
-Depremden ben mi sorumluyum?
Henüz okul çağına gelmemiş küçük çocuklar, olan biteni anlamakta ve yaşadıkları duyguları dile getirmekte güçlük çekerler. Hissettiklerini konuşarak paylaşamadıkları için de, olaydan daha fazla etkilenirler. Okul öncesi dönemde çocuklar, herhangi bir olumsuzlukta olduğu gibi deprem için de kendisini sorumlu tutar. ‘Ben yaramazlık yaptığım için oldu, annemi babamı üzdüğüm için oldu, vb.’ şekilde yaşadığı durumu açıklarken; okul çağı çocukları bu olayın, doğal bir afet olduğunu ve nedenlerini anlayabilir. Ancak, yaş ve gelişim düzeyi nedeniyle bu durumu kendisinin, ailesinin ya da toplumun yaptığı kötü bir şeyin cezası olarak yorumlayabilir. Ayrıca olayın sonrasına ilişkin ‘Şimdi ne olacak, ben ne yapacağım? vb.’ şeklinde sorgulamalar ve endişeler kendisini gösterebilir.
-Depremle gelen ‘Yokluk’
Okul öncesi dönemdeki çocuklar, ölümü genellikle geçici bir durum sanırlar. Ölenin geri gelmesinin mümkün olduğuna inanırlar. Bu nedenle, bu yaş grubundaki çocuklarda, ölümden çok kaybetme ve terk edilme duygusu öne çıkar. Artık yaşamında olmayan yetişkine karşı, kızgınlık duygusu oluşur. Bir yandan o hiç yokmuş, önemli değilmiş, onun yokluğundan hiç etkilenmiyormuş gibi davranırken diğer yandan da kişinin kendisini bırakmış, gitmiş olmasına karşı kızgınlık ve mutsuzluk duyguları ile baş etmeye çalışır. Bu baş etme süreci de hırçınlık, her şeye karşı huysuz ve aksi davranışlarla kendisini gösterirken bazı çocuklarda da içine kapanma, sessizleşme, yemek düzeninin bozulması, uyku sorunları, altına kaçırma vb. tepkilerle kendisini gösterebilir.
-Konu deprem ve çocuk peki bizler çocuklarımız için neler yapabiliriz?
Çocukların yaşanan olaylar hakkında bilgilendirilmesi onlara güven verir. Çocuğun başına gelen felaketi anlamasına yardımcı olunmalıdır. Çocuğa; depremin ne olduğunu, nasıl olduğunu, çok ender olarak ortaya çıktığını ama şimşek çakması, gök gürültüsü ya da fırtına kadar olağan bir doğa olayı olduğu anlatılmalıdır. Çocuklara, bu felaketin kendi yaptıkları herhangi bir ‘kabahat’le ilişkili olmadığı, bunda suçlu olmadıkları ve yaşanan olayın bir ‘ceza’ olmadığı çok iyi anlatılmalıdırlar. Çocuğun ‘ne’ söylediği ve ‘nasıl’ söylediği dikkatle dinlenilmelidir.
-Birlikte hazırlık yapın.
Tüm aile fertlerinin ihtiyacı olan malzemeleri koyacağınız deprem çantasını çocuğunuzla birlikte hazırlayın. Depremden sonra eviniz hasar almasa da dışarıda kalmanız gerektiğini ona anlatın. Bu çantada ona ait eşyaların da yer aldığını görmesi onu rahatlatacaktır.
-Oyun oynayarak depremi anlatın.
Bu noktada oyunlar ve oyuncaklar bizim iletişim araçlarımız olmalıdır. Somutlaştırarak ve oyun ile anlattığımız deprem, hem çocuğu kaygılandırmaz hem de çocuk için daha anlaşılır olur. Mesela oyuncaklardan faydalanarak; ‘Sana bir şey söyleyeyim mi, deprem nasıl oluyor biliyor musun? Yerin altında böyle yan yana kocaman kocaman kayalar var, onlar dura dura eskiyor, sonra da ufak ufak parçalanıyor, parçalanırken yanında duran diğer kayaları da sallıyor, bizde yerin üzerinde olduğumuz için sallanıyoruz hepsi bu.’şeklinde somutlaştırarak yapacağımız açıklamalar çocuğu rahatlatır. Çocuk deprem olayına olağanüstü anlam yüklememiş olur.
-Güvende hissettirin.
Çocuğa, ailesi ve yakınları ile birlikte güvende olduğu hissettirilmelidir. Örneğin, ‘Senin de fark ettiğin gibi deprem tehlikeli bir şey. Başımızdan çok üzücü olaylar geçti. Ama bizler şimdi güvendeyiz. Bu konu ile ilgili kişiler ve tüm yardım kurumları bize yardım ediyor. Bunları geçici bir dönem için yaşıyoruz.’ gibi bir açıklama yararlı olacaktır. Çocuğa güven verici ‘Hiç korkma, birlikteyiz. Seni seviyorum, seni koruyacağım.’ gibi cümlelerin sıkça kullanılması ve tekrar edilmesi, fiziksel temasın kurulması rahatlatıcı olacaktır.
-Uyku öncesi,
Özellikle uykudan önce çocukla birlikte daha fazla zaman geçirilmesi, konuşulması; eğer imkan varsa, çocuğun yattığı yerin karanlık olmaması gereklidir. Çocuğunuzda deprem korkusu iki haftadan daha fazla bir sürede uyku problemi yaratıyorsa uzmana danışmanız gerekebilir. Depremden etkilenen herkese geçmiş olsun diliyor ve yitirdiklerimiz için baş sağlığı diliyorum.
KAYNAKÇA
Berument, S. K., Sayıl, M., ve Uçanok, Z. (1999). Depremden etkilenen çocuklarınıza nasıl yardımcı olabilirsiniz? Anne-baba el kitabı. Türk Psikoloji Bülteni, 5 (14), 78-88.
GÖRSELLERİN KAYNAKÇASI
https://www.a3haber.com/2020/11/12/izmir-depremi-cocuk-haklari-raporu-enkaz-turizmi-cocuklarin-gizlilik-hakkini-ihmal-ve-istismar-ediyor/ adresinden erişildi.
https://tr.sputniknews.com/turkiye/202011021043140046-depremden-65-saat-sonra-kurtarilan-3-yasindaki-elifin-hastaneden-son-fotograflari/ adresinden erişildi.
G.İrem KUMRU
Okul Öncesi Öğretmeni