Çocukların sağlıklı bir şekilde çevrelerine uyum sağlamalarında kişiye özgü kalıtımsal özelliklerin ve çevresel etmenlerin rolü vardır. Başlangıçtaki kalıtımsal özellikler ile daha sonraki yaşantıları içeren bu iki etmen, bazı çocuklara sorunlarla başa çıkma gücü verirken, bazılarında uyum bozukluklarına neden olmaktadır (Eratay, 2011). Bu uyum bozukluklarından biri de tedavi gerektiren depresyondur.
Depresyon olumsuz duyguların içselleştirilmesi ile oluşan; suçluluk, düşük özgüven, olumsuz benlik algısı ve karamsarlığın eşlik ettiği kişinin motivasyonuna ve hayata bakış açısına zarar veren bir duygulanım bozukluğudur. Çocuklarda depresyon çok erken dönemlerden itibaren gelişebilir. Çocukluk dönemindeki depresyonun yetişkinlik dönemindeki depresyondan farklı olması nedeniyle çocuğun yakınları tarafından kolaylıkla anlaşılamayabilir. Çocuklarda görülen depresyon, çocuğun gelişim süreçlerine göre değerlendirilmelidir( Memiş, 2019).
Çocukluk dönemindeki depresyonlara zayıf anne-baba ilişkisi neden olabileceği gibi ailede bulunan depresyon öyküsünün, genetiğin, öğrenmenin ve özdeşim kurmanın da çocukluk döneminde yaşanan depresyonların oluşumunda etken olabilecekleri öngörülmektedir. Aynı zamanda çevresel stres etmenlerinin de çocukluk dönemi depresyonunun yaşanmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Ebeveynden devamlı ayrı kalma, aile içi sorunlar, okulda yaşanan sorunlar, ekonomik sıkıntılar, arkadaş çevresiyle yaşanan güçlükler şeklindeki sorunlarda da çocuklarda depresyona yol açabilmektedir(Aydemir,2010; Akt., Memiş, 2019).
Çocuklarda Görülen Depresyon Belirtiler:
- 6 yaşına kadar çocuklar dili etkin bir biçimde kullanamazlar. Bu çağda çocuğun çevresi ile uyumu, yüz ifadesi, vücut duruşu, iştahsızlık gibi belirtiler ile ortaya çıkmaktadır.
- Zamanının genelini okulda harcayan çocuklar ise genellikle sıkıldıklarını ifade ederler, mutsuzluk, huzursuzluk, uykusuzluk, etrafa olan ilginin azalması şeklindeki davranışlar da görülmektedir. Bununla beraber ağlamaya eğilim, üzgün görünüm, hareketlerde yavaşlama, tekdüze ses tonu, çaresiz ve umutsuz davranışlarda görülebilir.
- Kendilerini negatif kelimeler ile anlatmaya çalışırlar “ben başarısızım, ben aptalım, ben kötüyüm, kimse beni sevmiyor” şeklinde kelimelerle ifade edebilirler.
- Okuldaki başarılarında azalma görülür, çok sevilen okul dışı aktivitelerine katılmada dahi isteksizlik yaşayabilirler.
- Bağırma ya da ağlama gibi gereğinden fazla hassas, alıngan ve abartılı reaksiyonlarda bulunabilirler.
- İştahsızlık sebebiyle, başlarda her zaman yediğinden daha az yemek yemeye başlamaktadır.
- Normal de yorulduğu süreden daha kısa bir zamanda yorulur(Memiş, 2019). Bunların depresif belirtiler gösteren çocuklarda görülen ayırt edici belirtiler olduğu ve tüm belirtilere yer verilmediği unutmamalıdır.
Çocukluk dönemindeki depresyon, oyun ve okul çağı depresyonu şeklinde farklı biçimlerde ele alınmaktadır. Farklı biçimlerde araştırılma yapılmasının nedeniyse, bu iki çağda görülen depresyonun nedenlerinin, semptomlarının ve tedavilerinin birbirlerinden farklı olmasından kaynaklanır. Oyun çağında yaşanan depresyonun nedeni anne mahrumiyeti, ilgisiz ve umursamaz anne-baba davranışlarına dayandırılır iken, okul çağında yaşanan depresyonun nedeniyse negatif anne-baba davranışları, sosyal bağlarda başarısızlık ve çaresizlik hissinin gereğinden fazla yaşandığı yönünde olmasıdır. Çocuk, oyun döneminden okul dönemine geçtiği zaman ilk defa karşılaşmış olduğu sorunlarla baş etmede güçlük çekebilmekte ve ihtiyaç duyduğu yardımı çevresinden almayabilmektedir ( Memiş, 2019). Ebeveynler tüm bunları dikkate alıp gerekli durumda ruh sağlığı uzmanlarından destek alabilmelidir.
Kaynakça
- Eratay, E. (2011). Okul Öncesi Çocuklarında Davranış Problemleri. E-Journal of New World Sciences Academy, 6(3),2347-2362.
- Memiş, T. (2019) Ebeveynleri Boşanmış Ve Ebeveynlerden Birini Kaybetmiş Çocuklarda Depresyon Ve Davranışsal Sorunlar (Yayımlanmamış Doktora Tezi). İstanbul Gelişim Üniversitesi, İstanbul.
Büşra Yılmaz
Psikolojik Danışman