Anneler Günü’nü Kurucusu: Anna Jarvis’in Gerçek Hikayesi

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Her yıl Mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanan Anneler Günü, tüm dünya annelerinin günü olarak kabul edilir. Anneler Günü hediyeleri ve çiçekler ile kutlanan bugünün aslında duygusal bir hikayesi var. Annelerimize minnetimizi dile getirdiğimiz ve günümüzü onları mutlu etmeye adadığımız bu gelenek nereden geliyor biliyor musunuz? Anneler Günü nasıl ortaya çıktı? Bu hikaye size hiç anne olamayan bir kadının Anneler Günü için verdiği mücadeleyi anlatacak.

 

‘Anneler Günü’ nasıl ortaya çıktı?

ABD’nin Philedelphia Eyaleti’nde 9 Mayıs 1966 günü Anna Jarvis’in annesi öldü. Annesini çok seven Anna Jarvis’in üzüntüsü aylarca sürdü. Hayatta kimsesi kalmayan Anna Jarvis yaşama küstü. Yemedi, içmedi bir ara ölmeyi bile düşündü. Jarvis’in bu durumunu yakından izleyen komşusu onunla arkadaş oldu. Bir gün yaşlı komşusu söyleşi sırasında Jarvis’e; “İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur” dedi. Jarvis bu sözlerden çok etkilendi. Ancak bu doğruyu bulmak Jarvis’in annesine olan sevgisini azaltmadı. Aradan geçen süre içinde ölüm sözcüğünün soğukluğu gitti ve yerine anne sevgisinin sıcaklığı geldi. Artık Jarvis annesini gözyaşları ile değil, severek anmaya başladı. Jarvis’in annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve geldi. O gün Jarvis arkadaşlarına, “Yılın bir gününü annelere ayıralım. O günü annelerimizle ilgili anılarla dolduralım. Böylece annelerimize olan sevgi borcumuzu ödeyelim” dedi.

Jarvis’in ölen annesine bir vefa göstergesi olarak başlattığı Anneler Günü, annelerimizin kıymetini ölmeden anlamamız için bir fırsattır. Bu kıymeti annelerimize hissettirebilmek için bugünü, büyük bir ilgiyle ve özenle kutlarız. Jarvis annesine olan vefalı evlat duruşu ile bütün dünyaya örnek bir gün bırakmıştır.

Jarvis ise bütün hayatını Anneler Günü’nün kabulüne ve yaygınlaşmasına harcamıştır. Dolayısıyla evlenmemiş ve hiçbir zaman annelik duygusunu tadamamıştır. Bu hikayenin belki en trajik yanı da budur. Üstelik Anneler Günü’nün yaygınlaştıkça kapitalist sistem içinde bir ticaret aracına dönüşmesi karşısında da Jarvis büyük bir çaba göstermiştir. Ne var ki bunun önünü alamamıştır. Anna Jarvis ailelere bu kadar özel bir gün kazandırmış fakat kendisi bir aile edinemeden 1948’de seksen dört yaşında yalnız başına hayatını kaybetmiştir.

Öte yandan güzel olan her şeyin çok hızlı bir şekilde yayılma huyu vardır. Anneler Günü de kısa sürede başka ülkelere yayılmaya başlamıştır. Anna, hukuk savaşına girerek 1914’de Anneler Günü’nün resmileşerek ülke genelinde kutlanmasına referans olmuştur. Böylece Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarının binlerce yıl önce başlattığı gelenek 20. yüzyılın başından itibaren Anna Jarvis sayesinde dünya çapında kabul görmüştür. Anna Jarvis daha sonra bu günün anlamını yitirdiğini ve ticari olarak sömürüldüğünü söyleyerek başta çiçek firmaları olmak üzere anneler günü kampanyası düzenleyen birçok firmaya dava açmıştır. Fakat Anna bu davaların birçoğunu hatta bu uğurda servetini de kaybetmiştir. Dünya geneline yayılan Anneler Günü akımı, pek çok ülke tarafından farklı günlerde kutlanmaya başlanmıştır.

Türk Kadınlar Birliği’nin girişimleri ile 5 Mayıs 1955 tarihinde mayıs ayının ikinci pazar gününün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ‘’Anneler Günü’’ olarak kutlanması kararı verildi. O yıl, yılın annesi olarak 93 harbinin meşhur kahramanlarından 98 yaşındaki Erzurumlu Nene Hatun seçildi. Tahsin Öztin’in çizdiği kulağı inci küpeli, boynunda zarif inci kolyesi olan, sade ve çağdaş anne logosu Türkiye’de Anneler Günü’nün simgesi haline dönüştü.

 

Unutmayalım Anneler Günü… Bir gün değil, her gündür!

Başta Jarvis’in annesi daha sonra kendi annem olmak üzere tüm annelerin ve anne adaylarının günü kutlu olsun!

 

GÖRSELLERİN KAYNAKÇASI

http://www.bilintur.com.tr/index.php/tr/haberler/bilkent-otelde-anneler-gunu adresinden ulaşılmıştır.

https://www.flagturk.com/urun/anneler-gunu-pankart-2 adresinden ulaşılmıştır.

G. İrem KUMRU

Okul Öncesi Öğretmeni