AÇ BAKAYIM AĞZINI, UÇAK GELİYOOORR!

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Sağlıklı toplumun temelini sağlıklı çocuklar oluşturur. Sağlıklı çocukların yetişmesinin temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme vardır.  Bu konuda en çok sorumluluk anne ve babalara düşmekte çocuklarının yeterli ve dengeli beslenmeleri konusunda bilgi sahibi olmaları ve bu bilgileri uygulamaları önem taşımaktadır. 

Ülkemizdeki insanların beslenme alışkanlıklarına ve düzenine dikkat ettiğimizde aslında çok da sağlıklı bir şekilde beslenmediğimiz, düzenli tüketmediğimiz ve bedenimizi tam olarak koruyamadığımız görülmektedir. Yanlış beslenme alışkanlıklarına sahip ebeveynler, haliyle evdeki minikleri de etkilemekte ve çocuklar ebeveynlerinden nasıl gördüyse ilerleyen yaşlarda benzer beslenme düzeniyle yaşamına devam edebilmektedir. Çok yemek, karışık yemek (aynı anda birden çok çeşit yemek yemek), tatlı ve meyveyi yemekten sonra yemek, işlenmiş ve paketli gıda tüketmek yanlış beslenme alışkanlıklarından bazılarıdır. Ebeveynlerin çocukların çok yedikleri takdirde sağlıklı olacaklarını düşünmeleri bir başka yanlış olarak ifade edilebilir. Ancak kilo eşittir sağlık demek değildir ve sanılanın aksine hastalıklar yememekten değil çok yemekten ortaya çıkmaktadır.

Pandemi ilan edilip karantina günleri başladığından beri hepimizin evlerinde olduğu şu dönemde yemek yeme isteği biraz daha arttı ve birçok ebeveyn canı sıkıldıkça veya yaşanılan sürecin olumsuzluklarından uzaklaşmak adına kendini mutfağa ya da marketlere attı. Sosyal medya da bu süreçten nasibini aldı ve adeta fırına verilmiş tepsi görüntüleriyle sosyal bir fırına dönüştü; sağlıklı gıdalar tüketmeye özen gösteren ebeveynler olduğu kadar sağlıksız beslenmeler de hayli fazlalaştı. 

Peki bu süreç devam etsin ya da etmesin çocukların ve ebeveynlerin nasıl beslenmeleri gerekir? 

Sağlıklı bir bedenin en önemli göstergesi bağırsaklardır. Bağırsaklar, çok sayıda sinir hücresine sahip olması sebebiyle bilim adamları tarafından ikinci beyin olarak kabul edilmektedir. Bağırsak florasını korumanın en önemli yollarından biri yemekten hemen sonra milli sporumuz olan meyveyi yememektir. Çünkü meyve tüm yiyeceklerden daha hızlı sindirilir ve yemek sonrası meyve tüketmek fermenteye sebep olarak hazmı bozar. Meyve, yemekten 1 saat önce ya da 3 saat sonra yenmelidir. Aynı şekilde tatlı da hızlı sindirildiğinden yemekten önce tüketilmelidir. Öğünlerin arası en az 4-5 saat olmalıdır. Su, yemekten hemen sonra içildiğinde hazmı bozarak midenin asidik ortamını bazikleştirip yemeklerin sindirilmesini zorlaştırır. Yemekten hemen sonra çok susamanın sebebi midenin asidik ortamıdır; bu durum sindirimin devam ettiğini gösterir. Su, yemekten 1 buçuk-3 saat sonra içilmelidir. Bağırsaklara ve tüm bedene yapılacak iyiliklerden biri de işlenmiş, rafine edilmiş, paketlenmiş ürünleri tüketmemektir. Bu ürünlerden sağlıklı olmak ve doğru beslenme alışkanlığı kazanmak adına uzak durmak gerekir.

Yemeğini Yemezsen Arkandan Ağlar…

Çocuklardaki iştahsızlık ve yeme probleminin birçok sebebi vardır. En önemli sebeplerinden biri ebeveynlerin çocuğun yemek yemesi için ısrarcı tutumlar sergilemeleridir. 

“Yemeğini bitirirsen, istediğin oyuncağı alırım. ” (Ödüllendirmek)

“Yemezsen çikolata yiyemezsin.” (Cezalandırmak)

“Bak ye diyorum sana, yemezsen uçak değil, terlik gelecek.” (Tehdit etmek)

 “Yemezsen seni kurtlar yer./ Yemeğin arkandan ağlar.” (Zorlamak, Ebeveynlerin dahi inanmadığı sözler sarf etmek)

“Bak, kardeşin/arkadaşın ne güzel yemek yiyor.” (Kıyaslamak)

Çocuğa yemek yemesi için bu denli ısrarcı yaklaşan ebeveynler çocuğuna aslında şu mesajı vermiş oluyorlar: “Ne zaman acıkacağını ya da doyacağını sen bilemezsin, ben daha iyi bilirim, ben dediğimde yiyeceksin, ben dediğimde doyacaksın.” Eğer ciddi anlamda yeme problemi yaşanıyorsa çocuk doktoru, diyetisyen ve bir ruh sağlığı uzmanından destek alınabilir.

Neler Yapılabilir?

  • Öncelikle ısrarcı olmamak gerekir. Çocuk yemek saati geldiğinde yemek istemiyorsa zorlanmamalıdır. 
  • Çocuğun sevmediği yemeklerin olabileceği kabul edilerek yaklaşılmalıdır. Çocuklar yeni tatlar denemekten özellikle sebze yemeklerinden kaçınmaktadırlar. Bu noktada sabır ve anlayış gösterilmeli, çocukların basit, çok karışık/soğuk/sıcak olmayan yemekleri tercih ettikleri dikkate alınmalıdır. 
  • Çocuğun yemeği kolay çiğneyip yutabilmesi için çok küçük parçalara ayrılmamalıdır. Çünkü 2-7 yaş dönemindeki çocuklar parçalara ayrılmış nesneleri daha fazla gibi algılarlar (kağıt paranın değerinin daha fazla olmasına rağmen bozuk paraları tercih etmeleri gibi). Bundan dolayı tabağına konan yemeği bitirmekte zorlanabilirler. Ayrıca çok küçük parçalara ayrılmış, püre haline getirilmiş besinler çocuğun diş ve çene kaslarının çalışmasını yavaşlatabilir. Çok sık olmamak kaydıyla bu yönteme başvurabilirsiniz.
  • Paketli ürünler yerine sağlıklı atıştırmalıklar, kuruyemişler, kuru meyveler tüketmeye özen gösterebilir, yemek ve meyve tabağını birlikte hazırlayarak süslemelerle eğlenceli hale getirebilirsiniz.

O Zaman Haydi Muftağa!

Rafine şekersiz puding yapımı…

Önce Malzemeler:

1 litre süt

5 yemek kaşığı kakao

5 yemek kaşığı tam buğday unu

1 su bardağı dövülmüş kaya şekeri

İşte bu kadar… Bütün malzemeleri ocağa almadan tencerede iyice karıştırın. Ocağa aldıktan sonra kıvamını alana kadar karıştırmaya devam edin. Kaynadıktan sonra kâselere boşaltın. 

Afiyet olsun..!

Dipnot: Bu yazı Dr. Türkan PEKER’den alınan bilgiler doğrultusunda hazırlanmıştır.

GÖRESELLERİN KAYNAKÇASI

https://pin.it/i2HqNxX adresinden erişildi.

https://pin.it/3JFYaGb adresinden erişildi.

https://pin.it/3PKxxVS adresinden erişildi.

https://pin.it/1jKL2Uf adresinden erişildi.

https://www.instagram.com/p/CAR7J4uA1yo/?utm_source=ig_web_copy_link adresinden erişildi.

Merve Akbaba

Psikolojik Danışman