HER ŞEYE RAĞMEN YAŞAMA EVET DEMEK: LOGOTERAPİ

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakikadır.

Yaşamının anlamsız olduğunu düşünen bir kişi sadece mutsuz değildir; aynı

zamanda güçlükle yaşamaktadır.

Albert Einstein

Tarih boyunca insanlık varoluşsal sorularla meşgul olmuş; “Neden buradayız?”, “Hangi amaçlarla dünyada yaşıyoruz?”, “Hayat ne anlama geliyor?” gibi temel soruların cevaplarını bulmanın gayreti ve çalışması içinde olmuştur. 20. yüzyıldan itibaren bilimsel noktada meydana gelen hızlı ve baş döndürücü değişim insanlığı da derinden etkilemiş, meydana gelen sosyal ve kültürel değişimlerle beraber karmaşalar ve belirsizlikler artmıştır. Bu durumun neticesinde insanlar çağın en büyük sorunu olan “varoluşsal engelleme” ile yüzleşmiş ve meydana gelen “varoluşsal boşluk” için “anlam arayışı” içine girmiştir. Tam da bu noktada Morgan (2013); “Yapılacak bir şey yokken ne yapılır?” sorusunun Frankl tarafından cevaplanmaya çalışıldığını söylemektedir. Ona göre logoterapi yaşamda anlamı yitiren ve ne yapacakları noktasında fikir sahibi olmayanlara anlam kazandırmaya çalışan bir terapi türüdür. İnsanın en önemli sorunu olan “anlam bulma” nın en temel, en güçlü motive edici güç olduğu üzerine odaklandığını söylemektedir (Akt. Okan ve Ekşi, 2017).

Yahudi bir ailenin çocuğu olan Viktor Frankl (1905-1997) üniversitede tıp okumayı tercih etti. Naziler tarafından annesi, babası, eşi, kız kardeşi ile birlikte 1942’de toplama kampına gönderilen Frankl kardeşi hariç tüm yakınlarını burada kaybetmiştir. 1942-1945 yılları arasında Auschwitz toplama kampında yaşamıştır. Metanetini kaybetmeyen Frankl, toplama kampındaki yaşadıklarının, teorisini temellendirme üzerinde etkileri olduğunu belirtmiştir (Tagay, Voltan Acar ve Nalbant, 2016). Logoterapiye giriş niteliği taşıyan “İnsanın Anlam Arayışı” kitabını bu kamptaki gözlem ve tecrübelerine dayanarak yazmıştır.

Victor Frankl insan yaşamında olan acı, suçluluk ve ölüm kavramlarını incelemiş ve tüm bunlara rağmen yaşama nasıl evet dediğimiz sorusu üzerine eğilmiştir. Frankl; yaşamın her koşulda en dayanılmaz olduğu zamanlarda bile anlamlı oluğunu söylemektedir (Murdock, 2016). Üçüncü Viyana Ekolü olarak adlandırılan ve Viktor Emil Frankl tarafından kurulan logoterapi; insanı, içine düşmüş olduğu anlamsızlıktan kurtararak insanın anlam bulmasına yardım etmek ve insanı yaşamış olduğu “varoluşsal boşluk” tan kurtarmayı amaçlamaktadır (Okan ve Ekşi, 2017). Bu sebeple Logoterapi insanın yaşamdaki anlam arayışını bulmada yardım eden bir psikoterapi ekolüdür. İnsanın anlam arayışı, içgüdüsel itkilerin “ikincil bir ussallaştırması” değil, yaşamdaki temel bir güdüdür. Bu anlam, sadece kişinin kendisi tarafından bulunabilir bu sebeple eşsiz özel bir yapıdadır. Frankl’a göre kişi her türlü şart ve ortamda anlam bulabilir ve hayatta kalabilmesi için temel güdü anlam istemidir (Kula ve Erden, 2019). Frankl’a göre yaşamın anlamını keşfetmek için önümüzde 3 yol vardır: 1) İyilik yaparak ve bir iş yaratarak 2) bir şey yaşayarak ya da bir insanla etkileşime girerek 3) kaçınılmaz acıya karşı bir tavır oluşturarak (Murdock, 2016).

Frankl’a göre bir insanın her şeyi alınabilir ancak özgürlüğü alınamaz. İnsan hangi durumda olursa olsun kendi tutumunu kendisi belirlemektedir yani kendi yolunu kendisi çizmektedir. İnsanın yaşamının anlamının kendine özgü olduğunu düşünen Frankl, bunun yalnızca zor bir arayışın sonunda belki de kaçınılmaz acıyı yaşayarak bulunabildiğini söyler (Murdock, 2016).

Logoterapide genel anlamda çok sayıda teknik mevcuttur. Ancak temel olarak dört teknik kullanılmaktadır. Bunlar; paradoksal niyet, düşünce odağını değiştirme, tutumların biçimlendirilmesi ve sokratik diyalog şeklinde sıralanmaktadır (Okan ve Ekşi, 2017). Paradoksal niyet tekniğinde amaç danışana sıkıntı veren semptom veya problemi sonuna kadar yaşaması için onu cesaretlendirme vardır. Her ne ise korktuğumuz şey sonuna kadar yaşayınca korkumuzun bizim insanca kendimize gülme kapasitemiz ile bağlantı kurar ve semptomu uzaklaştırırız (Murock, 2016).  Sokratik diyalog, logoterapistler tarafından sıklıkla kullanılan bir konuşma yöntemidir. Özgürlüğü arttırmak, yaşamın anlamını bulmak ve bunlara ulaşabilmek için bilinci yükseltmeye yönelik özel sorular sormayı içermektedir (Kırıkkanat, 2018). Frankl; bazı sıkıntılı insanların kendi içindeki süreçlere fazlaca odaklanma eğiliminde olduğunu ve bu durumun onlarda kaygıya sebep olduğunu söyler. Bundan kurtulmak için düşünce odağını değiştirme adını verdiği bir teknik kullanır. Burada danışanın dikkati dış dünyada olan bitenlere yöneltilir (Murdock, 2016). Tutumların biçimlendirilmesi tekniğinde, olumlama cümleleri ile bireyin düşüncesinde ve yaşayışında değişiklik yaratılmaya çalışılır. Özellikle korku ve kaygı durumlarında insanlar, geçmiş tecrübelerine de bağlı kalarak olumsuz düşünceye eğilimli olabilmektedir. Ancak bu teknik, zihin neye inanırsa onu deneyimleyeceğinden ve inandığı kuralları gerçek sanacağından hareketle, olumlu düşüncenin ve olumlu tutumun benimsenmesi gerektiğini savunmaktadır. “Yapabilirim”, “yapacağım”, “yapmalıyım”, “yapmayı istiyorum” gibi ifadelerle desteklenmektedir. Geçmiş, iyisi ve kötüsüyle geride kalmıştır. Önemli olan şimdidir ve şimdi yapılacakların neler olduğuna karar vererek hareket etmek, yaşamın anlamına ulaşmak için en doğru zamandır (Çelik, 2017).

Logoterapi, antropoloji, felsefe ve psikoloji gibi farklı bilimlerden ve yaşamsal deneyimlerden elde edilen bilgiler ışığında oluşturulmuş önemli bir terapi yaklaşımıdır (Çelik, 2017). Logoterapi, anlam aracılığıyla iyileştirmeyi olanaklı hale getiren bir terapötik yaklaşımdır. İnsanı edilgen bir varlık olarak görmemekte, aksine özgür ve biricik olarak kabul etmektedir. Özellikle bireyin kendi sınırlarını aşarak manevi boyuta ulaşabileceğine inanmakta ve asıl bu boyutun onu özgün kıldığını vurgulamaktadır. Bir bakıma psikoterapiyi insanlaştıran logoterapi, ruhun anlamsal boşluklar yaşadığında ne gibi yönelimlere sahip olacağını göstermekte ve yaşamın her anının anlamlı olduğunu bize hatırlatmaya çalışmaktadır (Kırıkkanat, 2018).

Kaynakça

  1. Çelik, G. (2017). Logoterapi: temel bileşenleri ve terapi teknikleri. Toplum ve Sosyal Hizmet, 28, 70-97. Erişim Adresi: http://static.dergipark.org.tr/article-download/6bcc/571f/1959/5b5ae24dc0691.pdf?
  2. Kırıkkanat, B. (2018). Psikolojik danışmada logoterapi. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(9), 25-32.
  3. Kula, T. ve Erden M.(2019).Victor Frankl, logoterapi ve vicdanın varoluş analizi. Turkish Studies Comparative Religious Studies, 14(1), 177-188. Doı: 10.7827/Turkishstudies.14777
  4. Murdock, N. L. (2016). Psikolojik Danışma ve Psikoterapi Kuramları.(F. Akkoyun, Çev.). Ankara: Nobel.
  5. Okan, N. ve Ekşi, H. (2017). Logoterapi ve Maneviyat İlişkisi. Psikoterapi ve Psikolojik Danışmada Maneviyat Kuramlar Ve Uygulamalar (s. 163-188). İstanbul: Kaknüs.
  6. Tagay, Ö., Voltan-Acar N. ve Nalbant A. (2016). Logoterapide kullanılan kavramların ve tekniklerin Türk Kültürü’nde uygulanabilirliği. Ege Eğitim Dergisi ,17(1), 105-126.

Görsel Kaynakça

  1. http://mervezana.com/yasam-anlamsiz-ve-bos-geliyorsa-care-logoterapi/
  2. https://www.kimpsikoloji.com/logoterapi-kursu-anlam-kanamasini-durduralim/
  3. https://dusunbil.com/insanin-anlam-arayisi-duraklari-gecmis-simdi-ve-gelecek/#

Sümeyye Nur KANDEMİR

Psikolojik Danışman