EKLEKTİK BİR PSİKOTERAPİ: BDT

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Bilişsel-davranışçı terapi bilişsel ve davranışçı terapilerin temel ilke ve tekniklerinin bütünleştirilmesiyle gelişen bir kuramdır. Terapi sürecinde ise bilişsel tekniklerle davranışçı teknikler birlikte kullanılmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi sürecinde; danışanın işlevsel olmayan inançları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan davranışlarının değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Terapi danışanın problemlerinin kapsamlı bir değerlendirmesiyle başlamaktadır. Tanı koyma yoluyla da, problemin bilişsel-davranışçı yaklaşıma göre açıklaması yapılmakta ve bilgi toplanmaktadır. Problem olan davranışlar deneysel bir yaklaşımla ele alınmakta, hipotezler kurulmakta ve bir formülasyon oluşturulmaktadır. Terapi sürecinde de bu formülasyon test edilmekte ve gerektiğinde değişiklikler yapılmaktadır (Karahan ve Sardoğan, 2016).

Bilişsel formülasyon oluşturulurken danışanın kendisine, dünyasına başka insanlara ve geleceğine yönelik inançların belirlenmesi gerekmektedir. Terapist; güven kabul ve saygıya dayalı ilişki kurmalı, terapötik süreçte danışanın işbirliğini sağlamalıdır. Danışanın kendini aşağılanmış hissetmesi, kendinden utanması gibi durumların ortaya çıkmaması için terapistin dikkatli olması gerekmektedir(Karahan ve Sardoğan, 2016).

BDT genellikle üç evreden oluşur. Başlangıç evresinde hastanın var olan sorunu değerlendirilir. Terapinin aktif evrelerine hazırlanmak amacıyla psikoeğitim ile hastalara ve ailelerine bilgilendirme yapılır. Semptomlar, semptomlarla ilişkili faktörler, bilişsel ve duygusal özellikler belirlendikten sonra tedavi planı oluşturulur. Klinik değerlendirme ve psikoeğitim tamamlandıktan sonra daha aktif olan orta evre başlar. Bu evrede hastanın ana semptomlarına uygun bilişsel davranışçı teknik ve müdahaleler uygulanır. Semptomlar belirgin derecede azaldığı zaman orta evre çalışmaları tamamlanır ve hastalar sürdürüm ve yinelemeyi önleme için hazır hale gelir. Bu son evre genelleştirme, sürdürüm ve yinelemeyi önleme tekniklerine odaklanır. Bu evrede tedavinin yoğunluğu azaltılarak hastaya daha çok sorumluluk verilir. Değişimleri uzun süre koruyabilmek için gerektiğinde “güçlendirici seanslar” uygulanabilir(Çelik ve Özcan, 2017).

Terapötik süreçte fobik ve kompulsiyondan kaçınmada üstüne gitme teknikleri, kompulsif kaçınmada ise davranışı durdurmaya ya da söndürmeye yönelik teknikler etkili olmaktadır. Sosyal fobiklerde, topluluk içinde utanılacak bir davranış sergileyeceği bilişsel çarpıtmaları vardır. Sosyal fobik birey, kendisini küçümser ya da olumsuz yaşantıları abartarak daha olumsuz algılama şeklinde bilişsel çarpıtmalar kullanır. Kendini ya hep – ya hiç tarzında uç düzeyde ve olumsuz biçimde değerlendirir.

Sosyal fobiklerde;

-Bilişsel yeniden yapılandırma,

-Maruz bırakma,

-Sosyal beceri eğitimi yaklaşımları kullanılmaktadır.

Sosyal fobik bireyler, bireysel terapiye göre grup terapilerinden daha çok yararlanırlar(Karahan ve Sardoğan, 2016).

Anksiyete bozukluğunda birey; günlük yaşantısında karşılaştığı bir takım uyaranları tehdit olarak algılar ve anksiyete yaşar.

Örn.;

“Her zaman kontrollü olmalıyım.”

“Birlikte olduğum insanları kontrol etmeliyim.”

“Hayatımı her zaman kendim kontrol etmeliyim.”

gibi kontrol ile ilgili inançlar görülebilir.

Anksiyete ve panik bozukluğunda;

-Problemin ilk kez ne zaman başladığı,

-Şu anda neler yaşadığı,

-Ne tür kaçınma davranışları sergilediği öğrenilir.

Terapötik süreç aynı zamanda danışanın eğitimine de dayalıdır(Karahan ve Sardoğan, 2016).

Bilişsel-davranışçı terapide birey tarafından kullanılan bilişsel çarpıtmalar, olumsuz temel inançlar, ara inançları ve olumsuz otomatik düşüncelerin değiştirilerek, yerine işlevsel olan temel ve ara inançların yerleştirilmesi gerekmektedir.

Önermelerinin çoğu ampirik olarak test edilmiştir, bu nedenle güvenilirdir (Corey, 2008). Yüzlerce çalışmada sadece depresyon ve anksiyete bozuklukları değil, obeziteden şizofreniye, aile ve eş terapisinden uyku ve yeme sorunlarına kadar çok çeşitli bozukluklarda etkinliği gösterilmiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi, günümüzde çok sayıda psikolojik sorunda başarı ile uygulanmaktadır. Korkular, panik atak, stres, ilişki problemleri, performans örneğin iş ya da sınav kaygısı, takıntılı davranış ya da düşünceler, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, Bilişsel Davranışçı Terapi’nin ilgi alanlarıdır. Zaman zaman bireylerle olduğu kadar gruplara da uygulanabilir.

Terapistlerin kendi kişisel tarzlarını geliştirme ve yaratıcılığı uygulama serbestlikleri vardır; belli sorunlara uygulanan sabit tekniklere bağlı değillerdir. Kişinin bilişlerinin yapısını değiştirmek suretiyle duygu ve davranışlarını değiştirmede sayısız bilişsel, duygusal ve davranışsal teknik kullanılabilir (Corey, 2008). Yani bilişsel davranışçı terapi esnektir; tedavi sürecindeki gelişmelere göre, hastanın gereksinimleri de göz önüne alınarak uygun teknik ve ev ödevlerine karar verilir.

Kaynakça

Corey, G. (2008). Psikolojik Danışma, Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları. (Çev. T. Ergene). Ankara: Mentis Yayıncılık.

Karahan, F., ve Sardoğan, M. (2016). Psikolojik Danışma ve Psikoterapide Kuramlar (ss. 187-194). Ankara: Nobel Yayınları.

Özcan, Ö., ve Çelik, G. G. (2017). Bilişsel davranışçı terapi. Türkiye Klinikleri J. Child Psychiatry-Special Topics3(2), 115-120.

                                                                                                 Ferhat Bayoğlu

                                                                                               Psikolojik Danışman