YAZ GELİP GEÇERKEN RUHUNUZ NASIL?

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakikadır.

…ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar.

Atilla İLHAN/Adım Sonbahar

Mevsim geçişlerine bağlı olarak gün ışığı ve sıcaklık değerlerindeki değişimler mevsimsel değişim olarak adlandırılmaktadır. Mevsimsel değişimler yeryüzünde basınç miktarı ve nem miktarının farklılaşmasında etkili olurken insanları da fizyolojik ve psikolojik açıdan etkileyebilmektedir. Kan basıncının değişimi bu etkinin fizyolojik kısmını, duygu durumunda meydana gelen değişimler ise psikolojik kısmını kapsamaktadır (Kiremitçi ve Coşkun, 2017).

İnsanların çoğunluğunun duygu durumunda, yaşam doyumlarında, sosyalleşmelerinde ve fizyolojik ihtiyaçları olan uyku, beslenme gibi davranışlarında mevsimsel değişiklikler görülmesinin tarihi eski yıllara kadar uzanmaktadır. 1980’li yıllardan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde bu konu üzerine yapılan çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu çalışmalar insanların çoğunlukla kendilerini yaz mevsiminde nispeten mutlu hissettiklerini, güneşli ve aydınlık günleri, kısa ve soğuk günlere göre daha çok tercih ettiklerini ve kış günlerinde yazın sahip oldukları enerjinin yerini karamsarlık ve asosyalliğin aldığını göstermiştir (Yöney ve ark, 1995).

Günümüzde, mevsimsel değişikliklere paralel ortaya çıkan ve yinelenen bu duygudurum değişiklikleri mevsimsel duygudurum bozukluğu olarak adlandırılmakta hatta bazı uzmanlara göre özgün bir psikiyatrik bozukluk olarak ele alınmaktadır. Mevsim değişikliğinin psikoloji üzerine etkisinin psikopatolojik etkenlere de sebep olduğu Rosenthal ve arkadaşları tarafından 1984’de ilk kez gözlemlenmiş ve Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu (MDB) olarak adlandırılmıştır. 1987’de ise DSM tanı sisteminde yer almıştır. Rosenthal ve arkadaşlarının bu hastaların fototerapi ile tedavi edildiğini kanıtlaması üzerine hastalığın mevsimsel ve ışığa bağlı olduğu şüphe götürmez bir hal almıştır (Atalar, 2012).

Rosenthal ve arkadaşları gözlemlerinde, majör depresif bozukluğun bir alt alanı olarak özellikle kişilerde sonbahar ve kış aylarında depresif belirtilerin yoğun olarak görüldüğünü belirtmiştir. Bu durum kış aylarında belirtilerdeki artış nedeni ile kış depresyonu olarak adlandırılmıştır (Canıöz ve Coşkun, 2018).

APA (2013)’ya göre bir depresyon türü olarak ele alınan mevsimsel duygudurum bozukluğunda görülen semptomlar DSM-V (2013)’te: ümitsizlik, yaşama dair inancının kalmadığı hissi, iştah kaybı, cinsel istekte azalma, ilgilenilen faaliyetlere karşı ilgisizlik hâli, uyku problemleri, yorgunluk hissi, sinirlilik hissi, anksiyete, ölüm ve intihar üzerine yoğunlaşan düşünceler olarak sıralanmıştır (Canıöz ve Coşkun, 2018). Bjorvatn ve Pallesen 2009 yılında Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayan yetişkinler üzerinde yürütülmüş çalışmaları referans alarak intihar oranının en sık yaşandığı mevsimin kış mevsimi olduğunu belirterek APA’nın verdiği bilgiyi doğrular nitelikte bir çalışmaya imza atmıştır (Kiremitçi ve Coşkun, 2017).

Mevsimsel değişimlerin öznel iyi oluş üzerindeki etkisinin incelenmesinde Bağ Kuramı ve Duygusal Kararsızlık Kuramı temel alınarak çalışılmaktadır. Bağ Kuramının temelinde, kişiler yaşadıkları olaylar arasında olumlu veya olumsuz bağlar kurmaktalardır. Aralarında olumsuz ilişkilendirme yapılan iki durum arasındaki bağ gittikçe güçlenebilmektedir. Aslında nötr bir olay olan mevsimsel değişimler de, kişilerde meydana gelen melatonin ve bazı diğer hormonların salınım düzenlerini de etkileyebildikleri için, bazı kişiler tarafından bu değişimler olumsuz olarak algılanabilmektedir. Duygusal Kararsızlık (Yükleme) Kuramına göre ise, kişiler olayları veya diğer kişileri değerlendirirken ya içsel faktörlere (mutluluk, öfke) ya da dışsal faktörlere (hava koşulları) göre bir değerlendirme yapmaktadır. Belirsiz koşullara karşı bir güven sağlayan, nedensellik üzerine bir cevaba ulaştıran ve yaşanılan durumlar arasındaki ilişkiyi koymamızı sağlayan bu kuramdan yararlanarak, mevsimsel değişimlere bağlı olarak yaşanılan olayları veya kişileri değerlendirirken etkilendiğimiz düşünülmektedir. Bu nedenle, mevsimsel değişimlerden daha çok etkilenen kişilerin olayları daha olumsuz değerlendirebildikleri, bu nedenle kişilerarası ilişkilerinde daha sık problemler yaşayabildikleri, daha sık depresif belirtiler gösterebildikleri ve öznel iyi oluş düzeylerinin daha düşük olabildiği görülmektedir (Kiremitçi, 2016; akt. Kiremitçi ve Coşkun, 2017).

Mevsimsel Duygu Bozukluğunun toplumda görülme sıklığı %4 ile %10 arasında değişebilmekle birlikte kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Mevsimsel Duygu Bozukluğunun görülme sıklığı Kuzey Yarımkürede genellikle Ekim-Kasım aylarında başlamaktadır. Bu depresif durum Şubat-Nisan aylarında bitmektedir (Yumuşak ve Boz, 2013).

Türkiye’de mevsimsellik konusunda yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri Yöney, Taybili ve Göktepe tarafından 1955 senesinde yapılmıştır. Bu çalışmadaki bulgular incelendiğinde mevsimsel değişimlerin depresyon ve anksiyete semptomlarını tetiklediği görülmüştür (Canıoz ve Coşkun, 2018).

Kış depresyonunun tedavisinde fototerapi, bilişsel davranışçı terapi kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak bireyler pozitif haberler ve diyetler, sevgi bağını artırma, nezle gibi kış hastalıklarından korunma, bol güneşli yerlerde tatil, proteinli yiyecekler, gerekli durumlarda kış ayları boyunca profesyonel psikolojik yardım almak, bir sivil toplum kuruluşunda görev almak tedavi yöntemi olarak seçilebilir. Kış depresyonunda unutulmaması gereken en önemli nokta ise bunun geçici bir durum olmasıdır (Ekinci ve ark, 2005).

Anadolu’da ise mevsimsel duygulanım bozukluğuna hazan hüznü denilmektedir. Orhan Veli ise Anadolu’daki kullanımına selam gönderircesine “Beni bu havalar mahvetti!” diye kış depresyonunu tanımlamaktadır. Hazan hüznünde oluşan hormonlardan kaynaklı bu durumdan müziklerimiz, şiirlerimiz, alışveriş düzenimiz, kendimizi ifade ediş şeklimizde nasibini almaktadır. Her sonbahar geldiğinde piyasadan ünlü mağazalarca çekilen rengarenk tişörtlerin yerini kahverengi kazakların alması, cıvıl cıvıl danslar edilen televizyon dizilerinin yerini dram ve trajediye bırakması, şiirlerde ağıtsal dilin sonbaharda yoğunlaşması, şarkılardaki mânisel kısımların sonbaharda yerini ağır ritimli ve genellikle aşka vurgu yapan sözlere bırakması bilinen mevsimsel duygudurum bozukluğunun sanata yansıması veya mevsimsel duygudurum bozukluğundan medya ve sanayinin satış için nemalanmasıdır.

Peki, bu kış depresyonunun güzel yanları yok mudur? Elbette vardır! Milan Kundera’nın gözyaşı en iyi temizleyicidir sözü referans alındığında en temizlenilen mevsim sonbahar ve kıştır ya da kilo almanın ‘’makul’’ kabul edildiği aylar olduğu için birçok yemeğin tadına bakılabildiği mevsim yine sonbahar ve kıştır, evden çıkmalar azaldığı için bireylerin evlerine aidiyet hissetmelerinin artabileceği mevsim yine sonbahar ve kıştır. En önemli faydası ise Tual grubunun bir şarkısında geçen ‘’…Yine aylardan kasım, sanki sende kaldı bir yarım…’’sözleriyle ifade edilen aşk duygusu olabilmektedir. Yukarıda ki laf u güzaflar bir kenara bırakılırsa kış depresyonunu atlatabilmenin en önemli yanının her günün bir sabahı, her kışın ise ilkbaharı olduğunun bilinmesi olduğu söylenebilir.

Özgenur CİNGÖZ

Psikolojik Danışman

 

Kaynakça:

  1. Yöney, H., Taybıllı, B. Ve Göktepe, O. (1995). İstanbulda Üniversite öğrencilerinde ruhsal durum ve davranışlarda mevsimsellik. şünen Adam, 8(1): 38-42. Erişim adresi: http://www.dusunenadamdergisi.org/tr/DergiPdf/DUSUNEN_ADAM_DERGISI_5d4a47ead91946169ee7fe5bf7aa21ba.pdf
  2. Atalar, A. (2012). Tıp fakültesi öğrencilerinde mevsimsel duygudurum bozukluğu (Tıpta Uzmanlık Tezi). Yöktez veri tabanından erişildi. Erişim No: 319271
  3. Ekinci, M., Okanlı, A. Ve Gözüağca, D. (2005). Mevsimsel depresyonlar ve başetme yolları. Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2005, 8(1). Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/ataunihem/issue/2629/33825
  4. Yumuşak, S. Ve Boz, H. (2013). Konaklama işletmelerinde çalışanların mevsimsel duygudurum düzeylerinin etkisi. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2013, 9(2):371-394. Erişim adresi: http://iibfdergi.ibu.edu.tr/index.php/ijesr/article/view/386
  5. Kiremitçi Canıöz, E. Ve Coşkun, H. (2018). Üniversite öğrencilerinin mevsimsellik ve öznel iyi oluş düzeyleri arasındaki ilişkide depresyon ve anksiyetenin aracı rolü. Kalem Eğitim ve İnsan Bilimleri Dergisi, 2018, 8(2), 419-439. Erişim adresi: http://kalemacademy.com/Cms_Data/Contents/KalemAcademyDB/Folders/SayiMakaleleri/~contents/HX42Q6R7ZHX2QPMM/10-23863kalem-2019-110.pdf
  6. Kiremitçi E. Ve Coşkun, H. (2017). Mevsimsellik ve öznel iyi oluş arasındaki ilişkinin incelenmesi. AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017, 17(2): 239-248. Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/529131
  7. Taşçı, F. (2019, 23 Eylül). Adım Sonbahar/Atilla İlhan [Blog Yazısı]. Erişim adresi: https://1000kitap.com/adim-sonbahar-attila-ilhan–312239

Görsel Kaynakça:

  1. https://www.acibadem.com.tr/Hayat/Bilgi/sonbahar-depresyonu-yasamamak-icin-birkac-oneri
  2. https://www.depam.com/tag/sonbahar-depresyonu/
  3. https://www.saglikaktuel.com/haber/mevsimsel-depresyon-sad-12028.htm