Yakın bir arkadaşınızla sohbet ederken o anda aynı şeyleri düşündüğünüz, bir konu hakkında aynı yorumlara sahip olduğunuz ya da bir komedi filmi izlerken aynı yerlerde güldüğünüz zamanlar mutlaka olmuştur. Güzel bir tesadüf olarak değerlendirdiğimiz ve o kişiyle arkadaşlık bağımızı kuvvetlendirici yönde etki eden bu anlar, aslında güzel bir tesadüften daha fazlası olabilir. Beyinlerimiz o anlar içinde adeta senkronize bir şekilde hareket ediyor olabilir. Bunu tıpkı çift olarak artistik buz pateni yapan sporcuların aynı figürleri yaptıkları sıralardaki uyumlarına benzetebiliriz. Yapılan araştırmalar da bunu bilimsel bir dayanağa oturtmayı başarmış gibi görünüyor.
Carolyn Parkinson önderliğinde yapılan araştırma tam 280 lisans öğrencisini kapsıyor ve sebeple oldukça bağlayıcı diyebiliriz. Araştırmanın çıkış noktası, bu 280 öğrenciye aynı videoları izleterek, daha önceden kendilerinin bildirdiği arkadaşlık seviyelerine göre beyinsel aktivitelerin incelemek şeklinde olmuş. Araştırma öncesindeki hipotez, daha yakın arkadaşların videoları izlerken benzer tepkiler vereceği ve bu tepkilerin de beyin aktivitelerine benzer şekilde yansıyacağı şeklindeymiş ( ‘’En iyi arkadaşların’’, 2018).
Kendi hayatımızdan yola çıkarak düşünürsek yakın bir arkadaşımızla yaşadığımız yaşantılarda az önce bahsedilen hipotezi doğrulayacak ‘’benzer tepkiler’’ bulabiliriz. Aynı duruma üzülmek, aynı şeye heyecanlanmak gibi. Hipotezin beyin aktiviteleri kısmını tamamen es geçerek yaptığım bu yorumu, Carolyn Parkinson benzer tepkiler benzer beyin aktivasyonlarına yol açar düşüncesiyle çalışma konusu haline getirmiş ve araştırmasında tahmin ettiği gibi bir sonuç yakalamıştır.
Yapılan deneyler sonrası bu düşünce aynen gerçeğe dökülmüştür. Deney sonucunda politika, bilim, komedi gibi alanlarda aynı videoları izleyen ve birbirleriyle yakın arkadaş oldukları bilinen öğrencilerin, fMRI cihazı ile saptanan bulgular ışığında beyin aktivitelerinin ve kan basınçlarının birbirine en yakın olduğu saptanmıştır. Bu yakınlığın önemini deneyin sonuçları içinde yakın arkadaşlık faktörünün ırk, yaş veya cinsiyet yönünden benzerliklerin bile önüne geçmesiyle de anlaşılabiliyor ( ‘’En iyi arkadaşların’’, 2018).
Yakın arkadaşlığın cinsiyet ve ırk gibi daha çok kalıtımsal diyebileceğimiz etmenlerin bile önüne geçiyor olması, etkisinin büyüklüğünü oldukça açık bir şekilde ortaya koyuyor. Burada aslında bir soru daha ortaya çıkıyor diyebiliriz.
İnsanın arkadaş olmasında beyin aktiviteleri mi etkili oluyor yoksa yakın arkadaş olmak mı benzer beyin aktivitelerine sebep oluyor?
Bu sorunun cevabıyla ilgili olarak da yapılan başka bir çalışmayı referans göstererek bir açıklama yapabiliyoruz.
On yılı aşkın süredir insanların karar alma süreçlerini inceleyen, ABD’deki Northwestern Üniversitesi’nden nöroloji profesörü Dr. Moran Cerf’in beynin elektrik sinyallerinin senkronizasyonu üzerine yaptığı çalışmaları sonucunda;
İnsanların birlikte zaman geçirmeye başladıklarında, beyin dalgalarının benzer görünmeye başladığını buldu. Hatta bazı vakalarda birebir aynı bile olabiliyor. Profesör Moran Cerf “Biriyle birlikte vakit geçirdiğinizde, her iki beyinde de uyum oluşuyor” diyor. (‘’Beyinlerimiz biz farkına’’, 2018)
Cerf’in çalışmalarından birinde, bazı film özetlerini izleyen insanların beyinleri aynı faaliyet kalıplarını gösterdiler – bir nevi elektrik senkronizasyonu. Bu da bilgisayar ekranında izlendi. “Sadece iki hafta sonra, aynı filmi izleyen, aynı kitapları okuyan, aynı tecrübeyi paylaşan ve sadece birbiriyle konuşan iki kişi; dil, duygu ve bakış açısında ortak kalıplar geliştiriyorlar.” (‘’Beyinlerimiz biz farkına’’, 2018)
Yaptığı araştırmaların sonuçları ışığında Moran Cerf’in bizlere tavsiyesi ise ‘’Hayatta alabileceğiniz en doğru karar, kiminle vakit geçireceğinizi akıllıca seçmek’’ (“Beyinlerimiz biz farkına”, 2018).
Genel olarak bakıldığında aslında bulunduğumuz çevrenin fikirlerimizi ne kadar etkilediğini gözlemleyebiliriz. Durumu daha ileri düzeye taşırsak eğer, bunun karar mekanizmamıza etki edebiliyor oluşu kulağa oldukça mantıklı geliyor. Aynı ortamda bulunduğumuz, aynı yaşantıları geçirdiğimiz kişilerle ortak şemalar oluşmaması kaçınılmaz.
Profesör ayrıca, yakınımızdaki insanların gözle görünenin ya da farkındalığımızın ötesinde, gerçekliğimiz üzerinde etkisi olduğundan da bahsetmiştir ve bu etkilerden biri olarak da gittikçe yakınlarımızla benzer hale gelmemiz durumunu göstermiştir.
Belki siz bu etkinin farkındasınızdır belki de bu yazıyı okuduktan sonra yakın arkadaşlarınızla ilgili düşüncelere dalıp farkına varacaksınız. Yakın çevrenizdekilerle yaşantılarınız, ortaklıklarınız, benzerlikleriniz ve tüm bunların sizin düşünce yapılarınızı değiştirme gücünü düşününce, profesörün düşüncesine eminim siz de katılacaksınız. Yakın çevrenizdeki insanlara yönelik seçimleriniz aslında hayatınıza yönelik aldığınız önemli bir karar. Kim bilir belki başka insanlarla dost olsaydınız, yakın çevreniz daha farklı kişilerle çevrili olsaydı siz hala şu anki siz olabilir miydiniz?
Betül BOSTANCI
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Kaynakça
1. En iyi arkadaşların benzer beyin yapısına sahip olduğu ortaya çıktı (2018, 5 Şubat). Erişim Adresi: http://www.webtekno.com/en-iyi-arkadaslarin-benzer-beyin-yapisina-sahip-oldugu-ortaya-cikti-h40345.html
2. Beyinlerimiz biz farkına bile varmadan birbirleriyle konuşuyor olabilir mi? (2018, 16 Şubat). Erişim Adresi: http://www.bbc.com/turkce/haberler-43074077
Görsel kaynakça
1. https://www.inverse.com/article/40845-brain-waves-wavelength-friendship
2. http://www.chicagotribune.com/lifestyles/sc-fam-1007-decision-relationship-influence-20141007-story.html