Vazgeçilmez Üçlü: Oyun, Oyuncak ve Çocuk

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakikadır.

Çoğu çocuğun oyunlarının vazgeçilmez parçası olan oyuncak; Türk Dil Kurumunun Sözlüğünde eğlenip oyalanmaya yarayan araç olarak tanımlanmaktadır. Oyun ise yetenek ve zekâ geliştirici olan, belli kuralları sahip, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence olarak ifade edilmektedir (“Türk Dil Kurumu”, t.y.). Çocuk gelişimi üzerinde oyunun etkisine bakıldığında ise, oyunu sadece eğlence aracı olarak görmek yetersiz kalmaktadır. Oyun çocuğun baskı altında olmadan giriştiği bütün etkinliklerdir. Çocuklar, oyun yoluyla edindikleri birtakım bilgi ve becerileri gelecek yaşantılarına kolaylıkla aktarabilmektedir. Bunun yanında çevreyle ilgili tecrübeleri, çevresel birtakım kuralları ve var olan nesnelerin özelliklerini oyun yolu ile deneyerek öğrenmektedir. Çocukların tüm bu yetileri kazanması öncelikle, oyun ve oyun oynama aracı olan oyuncaklarla başlar. Bu anlayış içinde düşünüldüğünde oyun; çocuğa kendini anlatma, yeteneklerini anlama fırsatı sunmaktadır. Ayrıca oyun sayesinde çocuğun dil, sosyal, duygusal ve motor becerileri gelişmektedir (Egemen, Yılmaz ve Akil, 2004).

Piaget’e göre 0-2 yaşındaki çocuklar için oyuncakları, kendi bedeni ve annesidir. Bu yaşlardaki çocuk aynı hareketleri yineleyerek kendi bedenini ve çevresini tanımaya çalışmaktadır. 2-12 yaş aralığındaki çocuklar için oyun, yaşadığı olaylardan oluşmaktadır. Bu yaştaki çocuklar çevresindeki nesne ve hayvanları taklit ederek insan yaşamındaki önemli olayları yaşamaya başlamaktadır.  Bu dönem, Piaget’in sembolik oyun dönemidir. Bu dönemin sonlarına doğru oyunların gerçeğe yakınlığı da artış göstermektedir (Egemen, Yılmaz ve Akil, 2004).

Oyun, çocuk için en iyi doyum kaynağıdır. Çocuk oyun sayesinde toplumla bütünleşirken, aynı zamanda toplum ve ahlak kurallarına uyum göstermeyi de oyun yoluyla öğrenmektedir. Oyun esnasında duygu ve düşüncelerini açan çocuk, ihtiyaçlarını da ifade edebilmekte ve birçok sorununu da kendi başına çözebilme yeterliliği kazanmaktadır. Oyun çocukların belirli riskleri göze alma deneyimlerini arttırmaktadır. Oyun, çocuklara deneme yanılma yolu ile problemlerine çözüm getirmelerine yardımcı olmaktadır.

Çocuklar üzerinde oyuncak sayısı ve oyuncak türleri önemli bir etkiye sahiptir. Yakın tarihli bir çalışmada araştırmacılar; daha az oyuncak sahibi olmanın çocukları yaratıcı oynamaya teşvik edip edemeyeceğini araştırmıştır. Çalışmada, araştırmacılar küçük çocukları yere dağılmış 4 oyuncağı veya 16 oyuncağı olan bir odaya koymuş ve çocukların nasıl oynadıklarını izlemiştir. Daha az oyuncakla oynayan bebekler, her bir oyuncakla daha uzun süre oynamıştır. Ayrıca bu bebeklerin, daha fazla seçeneğe sahip olan bebeklere kıyasla her oyuncakla daha yaratıcı bir şekilde oynadıkları görülmüştür. (akt. Dauch, Imwalle, Ocasio ve Metz, 2018). Bu durum, çocuklara sunulan oyuncak sayısının oyunlarının kalitesini etkileyebileceğini ve seçim yapabilmek için daha az seçenek varsa çocukların her bir oyuncağa daha yaratıcı bir şekilde odaklandıklarını göstermektedir.

Yapılan başka bir çalışmada, 10 ila 16 aylık bebeklerin ve annelerinin bir yap-boz, ahşap bulmaca, bloklar gibi geleneksel oyuncaklarla ve bebek cep telefonu, dizüstü bilgisayar ve konuşan elektronik oyuncak gibi teknolojik oyuncaklarla nasıl oynadıklarına bakılmıştır. Araştırmacılar, ebeveynlerin elektronik oyuncaklarla oynarken geleneksel oyuncaklara kıyasla bebekleriyle daha az konuştuğunu ve daha düşük kaliteli bir dil kullandığını keşfetmiştir. Araştırmacılar; ebeveynlerin bebekleriyle ne kadar konuştuklarının ve ne kadar benzersiz kelime kullandıklarının, çocukların kelime öğrenmesini ve okuryazarlığını öngördüğü için önemli olduğunu belirtmektedir (Hart ve Risely, 1995). Başka bir araştırmanın sonuçlarına göre ise;  elektronik oyuncaklarla oynamak, kitap veya geleneksel oyuncaklarla oynamakla karşılaştırıldığında, dil girdisinin kalitesinde azalmaya sebep olduğunu göstermektedir. Bu durumunun önüne geçilmesi ve erken dil gelişimini desteklemek adına elektronik oyuncaklarla geçirilen vakit azaltılmalıdır. Kitap okumak, geleneksel oyunları tercih etmek ebeveyn-bebek oyun zamanı için değerli bir alternatif olabilmektedir (Sosa, 2016).

Ebeveyn ve çocukların oyun kalitesini yansıtan bu çalışmalara ek olarak; bloklar, bulmacalar gibi basit oyuncakların ebeveyn katılımını desteklemekle birlikte problem çözme ve yaratıcılığı da teşvik ettiği söylenebilir. İlgi, ihtiyaç, yaş ve gelişimlerine göre seçilmiş ya da hazırlanmış her türlü oyuncak çocukların gereksinimlerini olumlu yönde desteklemektedir.

Çocuklar için her şey bir oyuncaktır. Bu nedenle oyuncakların illa maddi boyutunun olması gerekmemektedir. Ebeveynlerin biraz yaratıcılıklarını kullanarak üretebilecekleri her araç çocuklar için mükemmel bir oyuncak olabilmektedir. Tuvalet kâğıdı ruloları, boş kutular, makaralar, plastik mutfak eşyaları, küçük kaşıklar da işlevsel oyuncaklardır. Üstelik birçok ailenin çok iyi bildiği gibi çocuklar kucak dolusu paralar ödenerek alınmış oyuncaklarla değil, bu tarz minimal eşyalarla oynamaktan keyif almaktadır. En iyi oyuncak, çocuğun tekrar tekrar oynamak isteyeceği ve her defasında ona daha fazla haz veren, yaratıcılığını geliştiren oyuncaktır. Çocuklara oyuncak alınırken basit oyuncaklar ya da yapıp bozabileceği ve yeniden inşa edebileceği oyuncakları seçmek daha yararlı olacaktır. En basit görünen ama çocuğa kattıkları açısından ciddi faydaları olan oyuncak ise kum ve sudur. Aynı şekilde yaşı kaç olursa olsun yırtılmayan kitaplar okumayı sevdirmesi ve göz aşinalığı bakımından oldukça etkilidir. El ve parmak kaslarını güçlendiren hamurlar çocuğu oyunun içine aktif olarak katacağı için büyük yarar sağlamaktadır (Bolışık, Bal Yılmaz, Yavuz ve Tural Büyük, 2014).

Unutulmamalıdır ki hiçbir oyuncak çocuklara değerli olduğunu hissettirmez, onunla konuşup dertleşemez. Bu sebeple alınan oyuncak sayısı kıstas alınmamalı, çocukla geçirilen zamanın önemi göz ardı edilmeden kaliteli geçirilen dakikalara öncelik verilmelidir.

Psikolojik Danışman

Sümeyye Nur KANDEMİR

Kaynakça:

  1. Bolışık, B., Bal Yılmaz, H., Yavuz, B. ve Tural Büyük, E. (2014). Yetişkinlerin çocuklar için oyuncak seçimine yönelik davranışlarının incelenmesi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 3(4), 976-990.
  2. Dauch, C., Imwalle, M., Ocasio, B. ve Metz, A.E. (2018). The influence of the number of toys in the environment on toddlers play. Infant Behavior and Development, 50, 78-87.
  3. Egemen A., Yılmaz Ö. ve Akil İ. (2004). Oyun, oyuncak ve çocuk. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 5(2), 39-42
  4. Hart, B. ve Risley, T.R. (1995). Meaningful differences in the everyday experience of young Amercan Children. Baltimore: Paul H Brokes Puplishing.
  5. Oyun ve oyuncak (t.y.). Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük. Erişim Adresi: https://sozluk.gov.tr/
  6. Sosa AV. (2016). Association of the type of toy used during play with the quantity and quality of parent-ınfant communication. JAMA Pediatr. 170(2), 132–137. doi:https://doi.org/10.1001/jamapediatrics.2015.3753.

Görsel Kaynakça:

  1. https://www.ahaber.com.tr/saglik/2018/07/24/aileler-dikkat-teknolojik-aletler-cocuklarin-gerceklikle-algisini-kopariyor?paging=4
  2. https://www.anneysen.com/1-6-yas-cocuk/makale/oyun-ve-oyuncak-oyuncu-anne-sermin-yasar-dan-6-egitici-oyun_10903