“İçimizdeki Biz” Kitabının Analizi

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

KİTAP ADI: İÇİMİZDEKİ BİZ
YAZAR ADI : DOĞAN CÜCELOĞLU
YAYINLANMA TARİHİ : 1996
KAÇINCI BASKI OLDUĞU: 48. BASIM
SAYFA SAYISI : 264
FİYATI :1 5 TL

Yazar bu kitabı “Biz Bilinci” ni tüm yaşantımıza nasıl yayıp dayanışma içinde yaşayabileceğimizi anlatmak,”sen-ben” anlayışından uzaklaşıp sorumluluk alabileceğimiz bireyler haline gelebilmemizi sağlamak amacıyla yazmıştır. Kitabın hedef kitlesi yaşamına “Biz Bilinci” ni yayamayan ,sen-ben anlayışı içinde tıkılıp kalmış bireylerdir. Bu bireyler aile üyeleri, iş yaşamında yer alan bütün çalışanlar ve gün içinde karşılaştığımız ,iletişim kurduğumuz tüm insanlardır. Yazarın kitabında işlediği konu,vermek istediği mesajlar bakımından amacına ulaşmış durumdadır. Bunu verilen geri bildirimlerden anlayabiliyoruz.

Kitap , psikoloji alanına ait ve bu alanda etkin , usta olmuş bir yazar tarafından kaleme alındığından alan içindeki yeri son derece önemlidir. Yazar kitabında da bahsettiği gibi bir çok yabancı kaynaktan yararlanmış olsa da içinde bulunduğu kültüre uygun hareket etmiştir. Kitap yer yer teorik bilgilerden yer yer de olgusal bilgilerden oluşuyor ve bu bilgiler okuyucuyu sıkmadan satır aralarına yerleştiriliyor. Yazar, konusunu paylaşırken hem betimlemelerden hem de analitik yaklaşımdan yararlanarak anlatımı çeşitlendiriyor ve böylece okuyucunun merakını diri tutuyor.

Kitap toplam sekiz bölümden oluşuyor bunlar sırasıyla: Olaylar ve Düşündürdükleri , Yeni Bilincin Doğuşu , Bir Vizyon Oluşturma , Ailede Biz Bilinci , İş Yaşamında Biz Bilinci-Yönetim Ve Liderlik , Paylaşılan Sorumluluklar, Geleceğin Gücü’dür. Yazar bu kitabında ilişkilerin ancak “Biz Bilinci” ne ulaşmasıyla gelişeceği ve sağlamlaşacağı fikrini savunuyor. Doğan Cüceloğlu görüşlerini kitabın her bölümünde anlattığı ayrı alanlarda uyumlu olarak savunuyor. Kitap psikoloji alanına hakim, tanınmış bir yazar tarafından yazıldığından bir çok araştırmayı ve bilgiyi bir arada bulunduruyor. Aynı zamanda bu araştırmalar kültürümüze uygun bir şekilde açıklanıyor. Bu anlamda hedef kitlenin beklentilerini karşılayıcı nitelikte olduğunu söyleyebiliriz.

Kitabın dili genel olarak akademik bir dildir ancak zaman zaman yerel söyleyişlere de yer verilmiştir. Yazar, kullandığı sözcükleri, terimleri sırası geldikçe konuların içinde açıklamıştır ayrıca kitabın en arkasında da kavramlar sözlüğüne yer vermiştir. Yazarın dili metin içinde sade ve anlaşılırdır. Aynı zamanda kullanılan araştırmalara ve bilgilere ilişkin çizelgeler ve tablolar kitabın içinde bulunmaktadır. Bu çizelge ve tablolar üzerine açıklama yapılmış ve anlaşılması kolaylaştırılmıştır. Yazar bu anlamda dili etkin ve yararlı kullanmıştır.

Ailemizde ,okul yaşamımızda,iş yaşantımızda birarada bulunduğumuz kişilere güven duymak,birarada samimi duygular içinde olmak yani tam anlamıyla “BİZ” olabilmek isteriz.Aksi halde bulunduğumuz ortama kendimizi asla ait hissedemeyiz ve bu hissedemeyiş bizim potansiyelimizi ortaya çıkaramamıza aynı zamanda verimli olamamamıza neden olur.Bu konu ülkemizde 1950’lerden bu yana gelişmekte olan PDR alanının mensupları olarak biz Okul Psikolojik Danışmanlarını da yakından ilgilendirir durumdadır.

Hepimiz iki temel gereksinimle dünyaya gözlerimizi açıyoruz diyor Doğan Cüceloğlu:Bağımsız olma ve ait olma. Bu iki gereksinimi düşündüğümüzde birarada olmasının güç bir durum olacağına inanabiliriz.Ancak bu kitapta bu iki gereksinimi “Biz Bilinciyle” nasıl bir arada tutabileceğimiz anlatılıyor.Bu anlamda tüm algısal rahatlığımızı bozuyor.

Doğan Cüceloğlu bu kitapta sen -ben anlayışından uzaklaşıp dayanışma içinde yaşadığımız,birbirimizi kabullendiğimiz ,birbirimize sahip çıktığımız – tutunduğumuz dayanışma bilincini ailemize,işyerimize nasıl uygulayıp “Biz” olabileceğimizi anlatıyor. Aynı zamanda Doğan Cüceloğlu olaylara kısa ve dar kapsamlı bakmadan ,ilişkilerde küçük ‘ben’ler yerine büyük ‘ben’lerin nasıl etkili olarak kullanılması gerektiğini ve bu şekilde ilişkinin paylaşılmasını, gelişmesini nasıl başarabileceğimizi ifade ediyor.Doğan Cüceloğlu kitabın sonlarına doğru da “Biz bilincine varırsanız sanki daha önce gizli bir yerde saklı olan işyerinin-ailenin kalbi atmaya başlar ve siz bu kalbin atışını hissedersiniz.”diyerek aslında “BİZ”e ulaşamayan ilişkilerin yaşamadığını , sahte olduğunu belirtiyor.

Bu kitabın günümüz ilişkilerinin önemli bir sorunu olan “Biz olamama” konusunu ayrıntılı işlemesi ve çözüm getirmesi açısından alana katkısı büyüktür. Psikoloji alanında bir çok kitabı olan yazarın bu kitabı da diğer kitapları arasında önemli bir yer tutmaktadır.. Yaşamımızı ancak “Biz” olarak devam ettirebileceğimize göre kültür olarak da bu değeri geliştirecek ve kolaylaştıracak dünya görüşüne sahip olabilecek şekilde kendimizi geliştirmemiz gerekmektedir. Kurulan en küçük bağlar, ilişkiler dahil olmak üzere samimiyete son derece önem veren bir psikolojik danışman adayı olarak “Biz Bilincine” varabilmek amacıyla gayret etmenin gerekliliğine inanarak bu ve benzeri kitapları okumanızı öneririm.

HAZIRLAYAN:

Kübranur Üçüncü

Uludağ Üniversitesi