DALGA DALGA BÜYÜYEN GÜÇ
2008 | Almanya | 107’ | Dram, Gerilim | IMDb:7,6
ÖZET
Anarşi dersini vermeyi beklerken otokrasi dersini vermek zorunda kalan tarih öğretmeni ile proje dersinde otokrasi dersini seçen öğrencilerin bir haftalık ders sürecini izliyoruz. Öğretmenimiz Rainer Wenger, öğrencilerinin “Almanya’da bir daha diktatörlük olmaz” düşüncelerini fark ettiğinde, bu cümleyi bir daha düşündürten bir oyun(!) oynamaya karar veriyor.
DEĞERLENDİRME
Film, Üçüncü Dalga adlı Amerika’da bir lisede demokratik toplulukların bile faşizme bağışıklı olmadıklarını göstermek amacıyla, Rone Jones adlı bir tarih öğretmeninin yaptığı sosyal deneyden uyarlanıyor. İki yönüyle deneyden farklılaşıyor: Almanya’da geçmesi ve sonunun değiştirilmesi.
İlk derste demokratik bir şekilde öğretmenleri Wenger lider olarak seçiliyor. “Disiplin aracılığıyla güç” anlayışıyla belirlenen ilk kurallar: saygı ifadesi olarak Bay Wenger demek, konuşurken fiziksel sebeplerle daha iyi hissedildiği için ayağa kalkmak. Liderin gerekçe vererek kuralları mantıksal bir düzleme oturtması, kuralların sorgulanmadan benimsenmesini sağlıyor. İkinci gün “Birlik aracılığıyla güç” olup ayaklarını aynı anda sağ-sol yere vurarak alttaki anarşi sınıfına güçlerini gösteriyorlar. Yeni oturma düzeninde iyi ve kötü notlu öğrencilerin yan yana birbirini desteklemesiyle birlikte güçlenmek amaçlanıyor. Birliğin tanınması için tek tip(beyaz gömlek ve kot) giyiniyorlar. Üçüncü gün isimleri(die welle), dalga şeklinde bir amblemleri ve internet sayfaları oluyor. “Eylem aracılığıyla güç” için amblemi şehrin farklı yerlerine basıyorlar. Dördüncü günde bir selamlaşmaları oluyor. Tüm bunlar sadece dört günde, büyük bir hızla gerçekleşiyor.
En küçük toplumsal yapı olan ailede varlığı görülmeyen, beraberlik duygusunu hissetmeyen kişiler, içinde yer alabileceği bir grup bulduğunda, ait olma ve birliktelik duyguları gruba bağlanmalarının en güçlü nedeni olabiliyor. Bunu Marco’nun beyaz gömlek giymesini beraberlik duygusuyla açıklaması ve Karo’nun bu duyguyu sağlıklı ailesinden bildiğini ama kendisinin bilmediğini belirtmesinde görüyoruz. Bir başka örnek olarak Tim, ailesinde yok sayılan, okulda dalga geçilen bir bireyken Dalga’nın içinde var oluyor, görünür oluyor ve kendi olabildiği bu gruba kendini adıyor. Grubu kaybetmemek ve korumak için her türlü tehlikeyi göze alıyor: silah alıyor ve saldırıya uğradıkları anarşist gruba karşı arkadaşlarını koruyor, liderini korumak için nöbet tutuyor.
Karo karakteri ilk günler disiplinin, kuralların olmasının etkisine kapılıyor; çünkü ailesi ve kız kardeşinin disiplinsiz davranışlarına tahammül edemiyor. Dalga büyüdükçe grup üyesi olmak bireyselliğin önünü geçtiğinde dersten ve gruptan ayrılıyor. Dalga’nın herkes için tehlikeli bir hal aldığını, öğretmenin kontrolü yitirdiğini herkese anlatmaya çalışıyor.
Dalga’dan gelen güç grup üyelerinin şiddet eğilimini arttırıyor: Sinan rakip oyuncuyla kavga ediyor, maçta Dalga’yı destekleyen ve rakip takımın seyircileri kavga ediyor, Rainer eşiyle öfke dolu cümlelerle tartışıyor, Marco Karo’ya sinirlenip tokat atıyor.
Son gün Wenger herkesi toplayıp ‘Hitler’ gibi giriş yapıyor. Karşılarında kim durursa Dalga’yla yerle bir edeceklerini söyleyerek, gruba karşı çıkan Marco’yu hain ilan ediyor, sahneye getirin emrini veriyor. Coşkulu gruba “Bu haine ne yapalım” diye soruyor. Getirenlerden birine soruyu tekrar yönelttiğinde, emirleri uygulayan Nazi askerlerini anımsatırcasına, “sadece söylenileni yaptım” cevabını veriyor. Rainer, işte diktatörlükte böyle yapılır diyerek fazla ileri gittiğini ve Dalga’nın bittiğini açıklıyor. Dalga’yı hayatı olarak gören, varlığını dalgayla özdeşleştiren Tim ona inanmayan herkese ders verircesine silahıyla; önce arkadaşını vuruyor, sonra intihar ediyor.
Son sahnede Rainer’in polis arabasında kameradan seyirciye bakışı, herkesin içinde olan dalga dalga büyüyebilen ve büyüdükçe kontrolsüzleşen gücün tehlikesi karşısında yaşadığı şaşkınlığı, çaresizliği ve dehşeti ifade ediyor gibi.
Kaynak:
- Üçüncü Dalga Deneyi hakkında:
http://olagansuphelilerr.blogspot.com/2015/01/ucuncu-dalga-deneyi-ve-tehlikeli-oyun_16.html
Marmara Üniversitesi
Sehile KURT