Ruhbilimde Bir İnceleme: Nevroz

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Nevroz psikoloji ile alakalı hemen her kitapta karşımıza çıkan bir terimdir. Kaynaklara baktığımızda bazı yerlerde psikonevroz olarak karşımıza çıkan terim de yine nevrozla eş anlamlıdır. Bu terim aslında sözcük anlamı açısından bakıldığında bir anlamı yoktur. Özellikle 19.yy başlarında  nevroz terimi bedendeki sinirlerin organik ya da işlevsel hastalığını karşısında kullanılırdı. Ancak zamanla terimsel kullanımında farklılaşmalar meydana geldi aynı yüzyılda özellikle Janet, Breur ve Freud nevroz anlayışına büyük katkılarda bulundular. Aslında nevroz terimi uzunca bir süre kişinin organik bir anormalliği olmaksızın mutsuz ve depresif bir ruh hali içinde bulunduğunu belirtmek için kullanıldı. Ancak günümüzde nevroz terimi psikiyatride çok fazla kullanılmamaktadır.

Nevrozun genel bir tanımını yapacak olursak: Sinir sisteminde organik bir bozukluk olmaksızın, çevresel stresler ve şuuraltındaki çözüme kavuşmamış his, dürtü ve düşüncelerin yarattığı, kişinin kendi dışındaki dünya hakkında sebepsiz yere şiddetli korkulara kapılmasına, olmadık fikirlere saplanmasına, başka insanlarla ilişkilerinde huzursuzlaşmasına ve çoğu kez vücudunda çeşitli hastalıkların bulunduğu duygusuna kapılmasına yol açan psikoza oranla daha hafif ruhsal bozukluk olduğunu söyleyebiliriz. Bu tanımda önemli olan psikozdan farklı olmasıdır çünkü Nevrotik bireylerin gerçeklikle bağları devam etmektedir ancak psikozda birey gerçeklikle bağını koparır.

İlgili resim

Nevroz pek çok farklı kuramda incelenmiştir. Örneğin psikanalitik yaklaşım açısından bakacak olursak belirli savunma mekanizmaları ile belli nevrozlar arasında ilişki olduğu düşünülmektedir. Sözgelimi takıntı nevrozunda birey yalıtma ve yapıp bozma mekanizmalarını sıkça kullanır. Savunma mekanizmaları nevrozlar için temel oluşturmaktadır. Ayrıca psikanalitik kurama göre nevrozlarda temel patoloji bunaltıdır. Bunaltının belirtilerinde birey 2 şekilde davranır ya bu belirtileri yaşar ya da bastırır. Bastırılırsa özel savunma düzeneklerinden oluşan belirtilere geçilir.

Bireysel psikolojide de nevroz terimine önemli yer ayrıldığını söyleyebiliriz. Adler’e göre nevroz patolojik bir ihtiraslı çabanın saklama manevrası şeklinde ortaya çıkar. Hastalık belirtileri sadece bir kabuk gibidir hasta bunun altına saklanır. Adler pek çok farklı nevroz çeşidi tanımlamıştır. Bunlar arasında zorlanma ve kaygı nevrozu bulunmaktadır. Adler’e göre zorlanma nevrozu tüm nevrozların prototipidir. Bu nevroz gerçek olaylar karşısında oluşur.

Analitik psikolojide ise Jung nevrozu bir tedirginlik hali olarak ele alır. Jung’a göre Nevrotik birey dışsal gerçeklikten bağımsız olarak kendi kendine acı çekmektedir. Bu durum ruhsal boyutun yanında çeşitli sağlık problemlerine de yol açabilmektedir.

UĞUR YİĞİT KARATAŞ

Psikolojik Danışman

KAYNAKÇA

Adler,A. (2011) Psikolojik Aktivite. Belkıs Çorakçı (Çev.) İstanbul:Say

Aydoğan,A. (2015) Kusursuzluk Çabası-Yetersizlik Duygusu. İstanbul:Say

Freud,A. (2015) Ben ve Savunma Mekanizmaları. Yeşim Erim (Çev.) İstanbul:Metis

Fordham, F. (2001) Jung Psikolojisinin Ana Hatları. Aslan Yalçıner (Çev.) İstanbul: Say

Gerrig, R.J, Zimbardo P.G. (2016) Psikolojiye Giriş Psikoloji ve Yaşam. Gamze Sart (Çev.Edt.) Ankara: Nobel

Öztürk, O., Uluşahin,A. (2011) Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara:Nobel